Büyükbaş Hayvancılık





Süt Sığırlarında Doğum, Buzağılama, Tohumlama ve Sürüden Ayrılma Kayıtları 
1. Amaç:
Soykütüğü
sisteminin yürütülebilmesi için gerekli olan kayıtların, düzenli ve bir
örnek tutulabilmesinin sağlanması bu talimatın amacıdır.
2. Tutulması Gereken Asgari Kayıtlar:
a)
Soykütüğü sistemi içerisindeki bir inekten doğan hayvanların, sistemin
gerektirdiği aşağıdaki bilgilerinin toplanması ve buzağının bilgi işlem
merkezi tarafından Ek 1’deki gibi doğum bildirim formu ile
belgelendirilmesi gerekir.
  • Soykütüğü numarası
  • Doğum tarihi
  • Doğum tipi (normal, zor)
  • Doğum şekli (tekiz, ikiz vb.)
  • Ana ve baba no
b)
Her inek için laktasyonunun başlamasını sağlayan ve süt verim
denetlemesi sonuçlarının girilebilmesini sağlayacak buzağılama olayının
aşağıdaki bilgileri içerecek şekilde tespiti yapılmalıdır.
  • Buzağılama tarihi
  • Buzağılama tipi (normal, zor)
  • Buzağılama şekli (tekiz, ikiz vb.)
c)
Soykütüğü sistemi içerisindeki her hayvanın tohumlanması ile ilgili
aşağıdaki bilgilerin tespitini içerecek bilgi edinme sisteminin
oluşturulması gerekir.
  • Tohumlanan hayvanın numarası
  • Tohumlayan boğanın adı
  • Tohumlayan boğanın numarası
  • Tohumlama tarihi
  • Tohumlama sayısı
  • Tohumlayıcının adı soyadı veya kodu
d)
Soykütüğü sistemi içerisindeki bir işletmede bulunan hayvanların
sürüden çıkışları durumunda aşağıdaki bilgilerin tespitini içerecek
bilgi edinme sisteminin oluşturulması gerekir.
  • Hayvanın numarası
  • Sürüden çıkış tarihi
  • Sürüden çıkış sebebi: Damızlık satış, kasaplık satış, ölüm, diğer vb. 


3. Yetki:
Temel
esasları içeren faaliyetleri yürütme ve bu bilgileri edinme yetkisi,
soykütüğü sistemini yürütmeye yetkili kuruluşa aittir.
Soykütüğü
sistemini yürütmeye yetki almak üzere Bakanlığa müracaat eden kuruluş
bu faaliyette yararlanacakları imkanları ve bilgi edinme sistemini
açıkça tanımlamak ve çalışmalarını tarafsızlık ve objektiflik ilkelerine
uygun olarak gerçekleştireceklerini taahhüt etmek zorundadırlar.
4. Çalışma Kuralları:
  • Bu faaliyetlerde yer alan bilgilerin toplanması en fazla 1 aylık aralıklarla gerçekleştirilecektir.
  • Elde edilen bilgilerin güvenilirliği sağlanmalıdır.


Soykütüğü Belgesi 
1. Amaç:
Soykütüğüne
kayıtlı sığırlara, kayıt niteliklerine bağlı olarak belge verilmesi
işlemlerinin düzenlenerek birörnek hale getirilmesi bu talimatın
amacıdır.
2. Yetki:
  • Soykütüğü belgesi düzenleme yetkisi, Bakanlık ve Bakanlığın yetki verdiği kuruluşa aittir.
  • Soykütüğü
    belgesi düzenlenmesi, Türkiye’de tek bir merkezde yapılır.
    Düzenlenen belgeler belge talep eden ve soykütüğü sistemini
    yürütmeye yetkili kuruluşa verilir.
  • Belgelerde,
    düzenleyen ve soykütüğü sistemini yürüten kuruluşun imzası ve
    mühürü olmalıdır. Aksi halde belgenin hiçbir geçerliliği yoktur.


3. Temel Esaslar:
  • Bir sığırın belge alabilmesi için mutlaka kendisinin, annesinin ve babasının soykütüğüne kayıtlı olması gerekir.
  • Belge alacak sığırın soykütüğünde bulunması gereken asgari bilgileri de şunlardır:
  • Soykütüğü numarası
  • Doğum tarihi
  • Cinsiyeti
  • Irkı
  • Baba numarası ve doğum tarihi
  • Ana numarası ve doğum tarihi


4. Soykütüğü Belgeleri:
a) Safırk Sertifikası:
Hem
kendi hemde soylarının süt verim bilgileri olmayıp, sadece temel
esaslarda belirtilen bilgilere sahip hayvanlara talep edilmesi halinde
“Safırk Sertifikası” adı altında ve Ek 1’de bulunan belgeye benzer bir
belge düzenlenir.
b) Damızlık Belgesi:
Temel
esaslarda belirtilen bilgilerle birlikte süt verim ve/veya damızlık
değerine sahip olan sığırlara “Damızlık Belgesi” adı altında Ek 2’de
bulunan belge düzenlenir.
5. Damızlık Belgesinde Bulunacak Asgari Veriler:
  • Sığırın soykütüğü numarası,
  • Doğum tarihi,
  • Cinsiyeti,
  • Irkı,
  • Baba numarası ve doğum tarihi,
  • Ana numarası ve doğum tarihi,
  • Ananın ve/veya anneannenin süt verimleri,
  • Hayvanın doğduğu ve son bulunduğu işletme sahibinin adı ve adresi,
  • Belgeyi düzenleyen ve onaylayan kurumların mührü ve onaylayan şahsın adı, imzası.


6. Damızlık Belgesi Düzenlemede Aranan Koşullar:
a) İneklerde ve Genç Sığırlarda Aranan Koşullar:
Soykütüğüne kayıtlı inek ve genç sığırlara damızlık belgesi verilebilmesi için asgari şu bilgilere sahip olması gerekir:
  • Hayvanın kendisi veya annesi veya anneannesine ait en az bir laktasyon süt verimi biliniyor olmalı,
  • Hayvanın kendisi veya annesi veya anneannesine ait süte göre damızlık değeri biliniyor olmalı,
  • Hayvanın
    babası, suni tohumlama boğası veya annesinin (babaanne) en az bir
    laktasyon süt verimi bilinen tabii tohumlama boğası olmalıdır.
b) Tosun ve Boğalarda Aranan Koşullar:
Soykütüğüne kayıtlı tosun ve boğalarda damızlık belgesi verilebilmesi için asgari şu bilgilere sahip olması gerekir:
  • Boğaların damızlık değeri tahmin edilmiş olmalı,
  • Tosunlar, ineklerde aranan şartlara sahip olmalı.


Islah Programı 
1. Amaç:
Türkiye’de
ihtiyaç duyulan denenmiş (yavru verimlerine göre değerlendirilmiş)
kaliteli boğa yetiştirmek amacıyla uygulanacak döl kontrolü (yavru testi
veya progeny test) çalışmalarını düzenlemek ve yönlendirmek bu
talimatın amacıdır.


2. Yetki ve Sorumluluk:
Damızlık
boğa yetiştirme, test etme, seçme, bu boğalardan sperma üretme ve
pazarlama, test edilmekte olan ve denenmiş boğa spermalarının
kullanılmasını düzenleme yetki ve sorumluluğu, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Bakanlıktan yetki alan kuruluşlara aittir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetki verdiği kuruluşlarca hazırlanacak ıslah programını onaylama ve denetleme yetkisine sahiptir.


3. Islah Amacı:
Gelecekte
ulaşılması gerekn verim seviyesi belirlenerek bunu en optimal bir
şekilde sağlayacak genotip tanımlanır. Bu genotipi elde etme ve
populasyonda yaygınlaştırma yapılacak ıslah çalışmalarının (ıslah
programının) amacıdır.
Islah
çalışmaları başlatılırken, öncelikle ıslahı yapılacak her ırk ile
ilgili ıslah amacı belirlenir. Bunun için populasyon analizi ve ekonomik
analizlerin yapılması gerekir. Yapılan analizler sonucunda bugün ve
gelecekte hangi verim özelliklerinin veya özellik gruplarının (örneğin
süt verimi, döl verimi, sınıflandırma vb) ekonomik açıdan ne kadar
önemli oldukları belirlenir; belirlemelere bağlı olarak ekonomik ağırlık
katsayıları hesaplanır. Islahta kullanılacak ölçüt, yapılan
hesaplamalar sonucunda bir formül halinde dökümanlaştırılır.
Örnek: Holstein Friesian Yetiştiriciliğinde ıslah amacı:
Laktasyonda
(305 günde) % 4 yağlı 7000 kg süt verimi verebilen ergin yaşta 750 kg
canlı ağırlığa ve 145 cm sağrı yüksekliğine ulaşan; sağlam yapılı ve
sağlıklı; beklenen yüksek verimi verebilecek beden kapasiteli; hayvana
rahat hareket yeteneği sağlayacak ayak ve tırnak yapılı; makinayla
sağıma elverişli ve kolay sağılabilen, kapasiteli bir memeye sahip
genotip elde etmek ve populasyonda yaygınlaştırmak.
Damızlık Değeri (süt) = süt verimi x eko.katsayı + yağ verimi x eko.katsayı
Damızlık Değeri(sınıf.)= sağrı yük. x eko.katsayı +……..+ tırnak x eko.katsayı
Top.Dam.Değ.= DDsüt x Ağ.Katsayısı + DDsın x Ağ.Katsayısı


4
. Islah Modeli:
Planlanacak
ıslah programları, suni tohumlamaya dayalı yürütülen denenmiş boğa elde
etme ve bunlardan etkin yararlanmayı hedefleyen programlardır.
Bu
programlarda, aday boğa ana ve babaları damızlık değerlerine göre
seçilir; bunlardan elde edilen erkek buzağılar döllerine göre
değerlendirilmek üzere teste tabi (döl kontrolü) tutulur; döl
kontrolünde başarılı olanlar denenmiş boğa olarak suni tohumlamada
kullanılır.
Bu
nitelikteki programların temel özelliği populasyonda beklenen genetik
ilerlemenin ağırlıkla babaların seçimiyle gerçekleştirilmesidir.
Damızlık
değeri yüksek ineklerden yararlanma oranını yükseltmek amacıyla çoklu
yumurtlatma (süper ovulasyon) ve embriyo transferi gibi
biyoteknolojileri kullanan modeller koşulların uygun olması halinde
gelecekte dikkate alınabilirler.


5
. Islah Programlarında Öngörülen Faaliyetler:
a) Populasyon ve Çalışma Alanını Tanımlama
Islah
amacı tanımlandıktan sonra, ıslah programına doğrudan ve dolaylı
katılacak olan populasyonun ve bu populasyonun yaygın olduğu bölgeler
tanımlanır.
Populasyon
tanımında, toplam inek sayısı, işletme sayısı, tohumlama oranı gibi
parametrelerin yanısıra populasyon analizi sonucunda elde edilebilen
(ekonomik öneme sahip özellikler bakımından) verim seviyesi, kayıtlı ve
kayıtsız inek sayısı gibi bilgiler açık bir biçimde yer alırlar.
Programın
uygulanacağı alanı tanımlarken, öncelikle ulaşım ve üretim imkanları
üzerinde durulur. Faaliyetleri etkiliyebilecek organizasyonlar da bu
tanım içerisinde yer almalıdırlar.
b) Islah Populasyonu
Soykütüğüne
kayıtlı, verimleri kontrol edilen ve denenmiş ya da aday boğa
spermalarıyla tohumlanan ineklerin oluşturduğu grup, ıslah populasyonu
olarak adlandırılır. Islah çalışmaları bu populasyonda yapılır ve burada
elde edilen genetik ilerleme populasyonu oluşturan diğer hayvanlara
suni tohumlama yoluyla aktarılır.
Islah
populasyonunun büyük olması damızlık çalışmalarının başarısını doğrudan
etkiler. Asgari sayı 10.000 baş inek olarak kabul edilebilir. Bunun
yanında ıslah populasyonunun ana populasyon içindeki payı en az % 10
olmalıdır. Bu oran, populasyonu temsil etmek ve ona etkin ve ekonomik
hizmet etmek ile ilgilidir.
Islah
populasyonunda yapılan soykütüğü, verim kontrolleri ve tohumlama
faaliyetlerinin ilgili talimatlara uygun bir şekilde yapılması
zorunludur.
c) Damızlık Değer Tahminleri
Damızlık değer tahmini talimatı gereğince her 6 ayda bir damızlık değer tahminleri yapılır ve yayınlanır.
d) Boğa Analarının Seçimi
Damızlık
değer sonuçlarına bağlı olarak en başarılı inekler boğa anası adayı
olarak seçilirler. Bu inekler görevli bir ıslah komisyonu tarafından
yerinde incelenerek uygun görülenlerin sahipleri ile sözleşme yapılır.
Sözleşme ineklerin komisyon tarafından önerilecek bir boğanın
spermasıyla tohumlanmasını ve erkek buzağı doğması halinde, doğumu
izleyen ilk 6-16 hafta içerisinde ıslah programını yürüten kuruluşa,
önceden belirlenen bir bedel karşılığında satışını kapsamalıdır.
Her yıl aday boğa anası olarak seçilen inek sayısı, ıslah populasyonundaki inek sayısının % 5’ini aşmamalıdır.
e) Boğa Babalarının Seçimi
Programın
başarısının temelini oluşturan boğa babası seçimi, damızlık değer
tahminleri sonuçlarına bakılarak düzenli bir şekilde en az 6 aylık
aralıklarla yapılır. Gelecek kuşakta damızlık olarak kullanılacak
boğaların elde edilmesi amacıyla boğa analarını tohumlayacak olan bu
boğalar, boğa anası sayısına bağlı olarak en az 2 baş/yıl şeklinde
seçilir.
Başka ıslah programlarından ve sürülerinden elde edilmiş seçkin boğalar da boğa babası olarak kullanılabilir.
Kuşaklararası
süreyi kısaltmak ve tohumlamaları planlı uygulayabilmek amacıyla boğa
babaları en fazla 1 yıllık bir süre için boğa analarını tohumlamada
kullanılırlar. Daha sonra bu boğaların spermaları damızlık sürüyü
oluşturan diğer ineklerin tohumlanmasında kullanılmak amacıyla satışa
sunulur.
f) Döl Kontrolü (Progeny Test)
Boğa
babaları ve yapay tohumlamada kullanılacak diğer boğaları belirlemek
amacıyla, çiftleştirme programından elde edilen erkek buzağılar bir
program dahilinde düzenli olarak izlenir. Belirlenen verim özellikleri
dikkate alınarak en başarılı olanlar seçilir. Başarısız olanlar kesime
gönderilir ve spermaları imha edilir veya ıslah programı dışındaki
üretim sürülerinde kullanılır.
Döl Kontrolünde aşağıdaki özellikler dikkate alınmalıdır.
- Tohumlanan ineklerde geri dönmeme oranı (Non-Return) oranı
- Tohumlanan ineklerde ölü ve zor doğum olayları
- Deneme altındaki boğanın 1. laktasyonda bulunan ve tesadüfen seçilmiş en az 20 kızının sınıflandırma sonuçları
- Deneme altındaki boğanın en az 30 kızının 305 gün süt verimi (yağ ve protein verimleri gelecekte dikkate alınmalıdır). 
6.Islah Programının Onayı ve Takibi:
- Islah programı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından onaylandıktan sonra uygulamaya konulabilir.
- Programda yapılan her türlü değişiklikler Tarım ve Köyişleri Bakanlığının onayına sunulmak zorundadır.
-
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı uygulamadaki gelişmeleri izlemek ve sapma
olması halinde onayını geri çekmek yetki ve sorumluluğundadır.
- Bir bölgede birden fazla kuruluş ıslah programı çalışması yürütemez.
- Islah programını uygulayacak kuruluş, bölgede soykütüğü sistemi veri toplamadan sorumlu kuruluştan kayıtları alabileceğine
dair taahhütname almalı veya işbirliği protokolü yapmalıdır.
Damızlık Süt Sığırlarında Soykütüğü Talimatı 
Amaç:
Hayvancılıkta verimliliğin temelini teşkil eden bir soykütüğü sisteminin yürütülmesi amaçlanmıştır.
Tanım:
Soykütüğü;
dünyaca tanınmış ve/veya Türkiye’de mahalli olarak geliştirilmiş
ırkların özelliklerini gösteren sığırların ırk özelliklerinin ve verim
seviyelerinin iyileştirilmesi amacıyla, teknik açıdan genetik
özelliklerini tespit ederek ırk ile ilgili üretim ve seleksiyon
aktivitelerini yönlendirmek ve bu sayede ekonomik değerlendirmeyi
yapabilmek için oluşturulan bir sistemdir.
Soykütüğü
yalnızca damızlık hayvanların soy bilgilerini değil, ekonomik açıdan
önemli verim özellikleri ile ilgili bilgileri ve bunlara ilişkin
değerlendirme sonuçlarını da içermekte olup soykütüğü sistemi aşağıdaki
konu ve faaliyetleri içerir.
1- Tanımlama
2- Süt Verim Denetlemeleri
3- Sınıflandırma
4- Doğum, Buzağılama, Tohumlama ve Sürüden Ayrılma Kayıtları
5- Soykütüğü Belgesi
6- Islah Programı
7- Döl Verimi
8- Damızlık Değer Tahmini
Uygulama Şekli:
Soykütüğü sistemi 2 temel faaliyeti içerir:
  1. a)
    Veri toplanması : Tanımlama, süt verim denetlemeleri,
    sınıflandırma ve doğum, buzağılama, tohumlama, sürüden ayrılma
    kayıtları konularınının yürütülmesi.
  2. b)
    Toplanan verilerin : Soykütüğü belgesi, ıslah programı, döl
    verimi, damızlık değer değerlendirilmesi tahmini konularının
    yürütülmesi.
  3. - Soykütüğü sisteminin konuları ve sisteme hizmet eden faaliyetlerle ilgili talimatlar ekler halinde verilmiştir.
  4. -
    Soykütüğü sisteminin veri toplama ile ilgili unsurları, bir ilde
    bir ırk için Bakanlık veya yetki verdiği bir kuruluş tarafından
    Bakanlık talimatları doğrultusunda yürütülür.
  5. -
    Soykütüğü sistemini yürütmek üzere Bakanlığa müracaat eden
    kuruluş; bu faaliyette yararlanacağı imkanlarını (personel, araç,
    donanım, laboratuar vb.) tanımlamak, en az bir yıllık çalışma
    programı hazırlamak ve çalışmalarını tarafsızlık ilkelerine uygun
    olarak gerçekleştireceklerini taahhüt etmek zorundadırlar.
  6. Yetki verilen kuruluşun çalışmaları her yıl denetlenir ve kurallara uymayanlardan yetki geri alınır.


TALİMAT NO: 1
Süt Sığırlarında Tanımlama
1. Amaç:
Sığırlarla
ilgili faaliyetlerde sığırların tek tek tanınması ve herhangi bir
karışıklığa meydan vermeden kayıt edilmelerini sağlamak bu talimatın
amacıdır.
2. Tanımlama: 
Bir işletmedeki tüm sığırlar tanımlanmak zorundadır.
Soykütüğü sistemine giren sığırların tanımlanmasında 2 unsur vardır.
A) İsim : Sığırlara aşağıdaki hususlar dikkate alınarak isim verilir.
- İsim, en fazla 30 harf ve aralıktan oluşmalı, toplumun din ve ahlak kurallarına aykırı olmamalıdır.
- Dişilerde ananın, erkeklerde babanın isminin baş harfi ile başlayan isimler tercih edilir.
- İsimlerde rakam kullanılmaz. Ör: Ayşe-2 vb.
- Aynı işletmede bir isim, 15 yıl geçmeden aynı cinsiyette bir başka hayvan için kullanılamaz.
- İsim seçimi kurallar dahilinde olmak kaydıyla, yetiştirici tarafından yapılır.
B) Numara:
1- Numaralama Sistemi: Numaralamada aşağıdaki sistem uygulanır.
- Bir hayvana verilecek numara 14 haneden oluşur.
- İlk iki hane ülke kodudur ve “TR” olarak işaretlenir.
- 3. ve 4. haneler (2 hane) il kodunu ( trafik il kodu )gösterir.

- 5. - 9. haneler ( 5 hane ) il içi işletme
numarasıdır. Numara yeterli olduğu sürece rakamlarla, daha sonra son
hanesi harf olacak şekilde belirtilir.

- 10.-14. haneler ( 5 hane ) il içi hayvan numarasıdır.
Numara yeterli olduğu sürece rakamlarla, daha sonra son hanesi harf
olacak şekilde belirtilir.
ÖRNEK: TR060001500028 - Türkiye’de, Ankara’da, 15 numaralı işletmede, 28 numaralı hayvan.
ÖRNEK: TR060001A0005C- Türkiye’de, Ankara’da, 1A numaralı işletmede, 5C numaralı hayvan.

- Bir sığıra verilmiş olan soykütüğü numarası; hayvanın
yaşamı boyunca taşıyacağı ve hiçbir şekilde değiştirilmeyecek (satış
sonucu il, işletme ve ülke değiştirme gibi gerekçeler dahil) bir
numaradır ve 15 yıl içinde herhangi bir şekilde bir başka sığıra
verilemez.
2- Numaralama Küpesinin Özellikleri:

- Hayvanların numaralanması, TKB-TÜGEM tarafından
önerilen kaliteli, 2 parçalı ve baskılı plastik numaralama küpeleri ile
yapılır.
- Plastik küpenin rengi sarıdır.

- Soykütüğü numarası, aşağıdaki örnekte görüldüğü
şekilde basılır. Numaralama küpesinde işletme numarasının yazılması şart
değildir; Çünkü sığırın numarası, işletme içi değil, il içi seri
numarasıdır. İstendiğinde boşluk kısmına silinmeyen kalemle yazılabilir.





- Küpenin üst kısmında soykütüğü konusunda
Bakanlıktan yetki alan ve küpeyi takan kuruluşun simgesi veya
kısaltılmış adı bir daire içinde basılır. Bu simgenin çapı en az 1.5 cm
dir.

- Orta kısmında ülke ve il (trafik) kodu yazılır. Bu
bölümde yer alan harf ve numaraların büyüklüğü 0.8 -1.00 cm dir.
- En alt kısmında hayvanın il içi numarası yazılır. Buradaki rakamlar 1.5 –2.0 cm arasında değişebilir.
- Rakam ve harf gruplarının birbirinden uzaklığı en az 0.5 cm dir.

- Plastik küpenin arka parçasına yalnızca hayvanın il
içi seri numarası yazılır ve rakam büyüklükleri en az 1 cm dir.


 
3. Numaralama Küpesinin Takılması:
- Bir ilde numaralama küpesi düzenleme ve takma TKB-TÜGEM veya yetki verdiği kuruluş tarafından yapılır.

- Bir işletmede doğan buzağılar 6 hafta içerisinde
numaralanır. Yetiştirici numaralamanın zamanında yapılmasından
sorumludur.
- Küpe, hayvanın sol kulağına takılır; fakat istenirse 2 kulağa da aynı numara takılabilir.
- Bir hayvana verilen soykütüğü numarası, Türkiye’nin her yerinde geçerli olup hiçbir şekilde değiştirilemez.

- Takılan bir küpenin herhangi bir şekilde düşmesi
halinde gerekli saptamadan sonra boş bir plastik küpeye silinmeyen
(permanent) bir kalemle numaranın tamamı veya en azından il içi hayvan
numarası (son 5 hane) yazılarak yeniden hayvanın kulağına takılır.
4. Soykütüğüne Yeni Kayıt:

- Sistemin dışında olup da soykütüğüne girecek
sığırların herbiri için EK 1’deki “Soykütüğüne Kayıt Formu” doldurulur
ve ildeki soykütüğü bilgi işlem merkezinde dosyalanır.

- Sığırların soykütüğüne ilk kez kayıt edilebilmeleri
için Tarım İl Müdürlüğü veya yetki verilen kuruluşun uzmanları
tarafından sığırın ilgili ırkın özelliklerini gösterdiğine dair onayı
aranır. “Soykütüğüne Kayıt Formu”nun ilgili uzman tarafından imzalanmış
olması, sözkonusu onayın alınmış olduğu anlamını taşır. Form uzman ve
yetiştirici tarafından imzalanmak zorundadır. 

- İthal edilen damızlık sığırlar orjinal kulak
numaraları değiştirilmeksizin ulusal soykütüğüne kayıt edilirler. Bu
hayvanlara yeni soykütüğü numarası verilmez ve yeni küpe takılmaz.
Ancak; metal kulak küpesi taşıyan sığırların tanınmasını kolaylaştırmak
amacıyla, bu sığırlara, orjinal numaralarının eksiksiz bir şekilde
yazıldığı plastik kulak küpesi takılabilir. Kulak numarasında
(küpesinde) ülke kodu olmayan sığırlar, geldiği ülkeye göre aşağıdaki
ülke kodu başa getirilerek kayıt edilirler.


ÜLKE
KOD
ÜLKE
KOD
Almanya
DE
Hollanda
NL
Fransa
FR
Danimarka
DK
Belçika
BE
İrlanda
EI
Yunanistan
GR
İspanya
ES
Portekiz
PT
İsrail
IL
Kanada
CD
Luksemburg
LU
ABD
US
İsviçre
CH
İtalya
IT
İngiltere
GB
Avusturya
AU


5. Spermaların Kaydı:
a) Yerli Üretim:
Soykütüğüne kayıtlı olmayan yerli üretim spermaların kaydında, boğanın
üretici kuruluş veya firma tarafından hazırlanan katalogu veya belgesi
olmak zorundadır. Bilgi ve belgesi olmayan boğalar soykütüğüne kayıt
edilemez. Belgedeki bilgiler soykütüğüne kayıt edilir ve belge
dosyalanır.
b) İthal Sperma:
Soykütüğüne kayıtlı olmayan ve ithal edilmiş spermalar, damızlık
belgesindeki bilgilere göre soykütüğüne kayıt edilir. İlgili damızlık
belgesi, ithalatçı firma veya Bakanlıktan temin edilir.
EK: 1
TALİMAT NO: 2
Süt Sığırlarında Süt Verim Denetlemeleri 
1. Amaç:
Türkiye
damızlık sığır yetiştiriciliğinde verim kontrolleri çalışmalarını
uluslararası standartlara uygun bir şekilde düzenlemek ve birörnekliliği
sağlamak amaçlanmıştır.
2. Temel Esaslar:

a) Verimleri denetlenecek her bir ineğin kontrol gününde
verdiği süt miktarı, sütündeki yağ ve imkanlar ölçüsünde protein
oranları belirlenir.

b) Verimleri denetlenecek ineklerin “Tanımlama”
talimatnamesi uyarınca numaralanmış ve soykütüğüne kayıt edilmiş olması
zorunludur.
c) Bir işletmede bulunan aynı ırktan tüm ineklerin verimleri denetlenir.
3. Yetki:
Bir ilde süt verim denetlemelerini yapma yetkisi, Bakanlıkça soykütüğü sistemini yürütmeye yetkili kılınan kuruluşa aittir.
Süt
verim denetlemelerini yapma yetkisi almak üzere Bakanlığa müracaat eden
kuruluş, bu faaliyette yararlanacakları imkanlarını (personel, araç,
donanım, laboratuar vb.) açık bir şekilde tanımlamak ve çalışmalarını
tarafsızlık ve objektiflik ilkelerine uygun olarak doğru biçimde
gerçekleştireceklerini taahhüt etmek zorundadırlar.
Sütte
yağ, protein vb. analizleri yapmak üzere, gerektiğinde başvuran
kuruluşa ait olmayan bir laboratuardan da yararlanılabilir.
4. Denetleme Yılı:
Denetleme yılı 365 gün, artık yıllarda 366 gün olup her yıl 1 Ocak’ta başlar.
5. Personel:
Süt
verim denetlemeleri ile ilgili görevlendirilecek personel (uzman,
denetmen veya kontrolör) ile yetiştiriciler, Bakanlığın tespit edeceği
aralıklarla Bakanlık veya yetki verilen kuruluş tarafından düzenlenen
veya düzenlettirilen eğitim çalışmalarına katılırlar.
Denetmenlere, yetkilendirilen kuruluş tarafından görevlerine dair bir belge verilir.
6. Yöntem:
Süt verim denetlemelerinde aşağıdaki iki yöntemden birisi kullanılır.
a) A-Yöntemi (Memur): Denetlemeler görevlendirilen ve yetki verilen kişilerce yapılır.
b) B-Yöntemi (Beyan): Denetlemeler yetiştirici tarafından yapılır veya yaptırılır.
7. Çalışma Kuralları:

- Günde 2 sağım yapılan işletmelerde denetleme akşam
sağımıyla başlar, sabah sağımıyla bitirilir. Günde 3 sağım yapılan
işletmelerde ise denetlemeye öğle sağımıyla başlanır ve sabah sağımıyla
tamamlanır.
- Denetleme tarihi akşam sağımının yapıldığı tarihdir.
- Laktasyona yeni başlayan bir ineğin süt verimi en erken buzağılamayı izleyen 5. günün akşamı kontrol edilir.

- Denetlemeler, denetleme yılı içerisinde yağ ve
protein oranı için 3 ayı geçmeyen aralıklarla en az 4 defa yapılmalıdır.

- Denetmen önemli bir gerekçe olmaması halinde, yıl
boyunca geçerli olan bir denetleme programını (süt ölçüm tarihleri)
yetiştiricinin de onayını alarak hazırlar.

- Yetiştirici veya verim kontrolörü hazırlanan program
uyarınca her ayın belirli bir gününde süt verimini ölçmek ve bilgi
işlemden kendisine verilen formlara kayıt etmekle yükümlüdür.

- Denetmen, denetleme programında öngörülen kontrol
tarihini izleyen gün dolu formları almak ve bir sonraki ay için boş
formları iletmek üzere işletmeyi ziyaret eder.

- Denetmen, bu talimatnameye uygun olarak süt verim
denetlemeleri yapma koşullarının işletmede olup olmadığına karar verir
ve bu koşullara sahip olmadığını belirlediği işletmeleri, koşulları
sağlayıncaya kadar süt verim denetlemelerinden çıkarır. Bu süre 6 ayı
geçerse, işletme soykütüğü sisteminden de çıkartılır.

- B-Yönteminde (beyan), verilerin doğru olmadığını
tespit eden denetmen birinci uyarıdan sonra tekrar yanlış bilgi veren
işletmenin soykütüğünden çıkarılması için tutanak tutar, yetiştiriciye
uyarı yazısı yazılır ve yanlış bilgi vermenin tekrarı durumunda işletme
soykütüğünden çıkarılır.
8. Süt Miktarı, Sütte Yağ ve Protein Oranının Belirlenmesi, Süt Örneklerinin Alınması

- Verim tespiti amacıyla yapılan denetleme sağımları
sırasında her bir ineğin süt verimi, soykütüğü sistemini yürüten kurumca
sağlanan, asgari 250 gr duyarlı ölçekli süt ölçüm kovası veya süt ölçüm
aletleriyle belirlenir.

- Yetkili kuruluş tarafından verilmeyen veya uygun
görülmeyen aletler süt verimini belirlemede kullanılamaz. Ölçümde
kullanılan aletler yılda en az bir kez mutlaka denetmen tarafından
incelenir ve kullanımına izin verilen aletler kullanılabilir.

- Kullanılan aletlerin güvenilirliklerinden yetiştirici
sorumlu olup, herhangi bir şüphe halinde süt verim denetlemeleri
yinelenir veya daha önceki kontrol sağımları dikkate alınarak o dönem
verimi tahmin edilir; bunlar mümkün olmaz ise işletmeden alınan veriler
iptal edilir.
- Denetleme dönemi, yani iki verim kontrolü aralığı 25 günden kısa, 35 günden uzun olamaz.

- İşletme sahibi veya verim kontrolörü, her ay sağılan
her bir ineğin ne kadar süt verdiğini ölçmek, elde ettiği değerleri süt
kontrol formlarına işlemek ve bu formları bilgi işlem merkezine
iletmekle yükümlüdür.

- İşletme sahibi, süt kontrollerini yapacağı günleri
denetmenle birlikte planlamak ve hazırlanacak bu plana uymak zorundadır.

- Bilgi işlem, işletmeden gelen verileri en kısa sürede
bilgisayara kaydetmek ve en geç 35 gün içerisinde ilgili formları ve
işletmeye gidecek bilgileri işletmeye göndermek zorundadır.

- Yetkili kuruluş tarafından yetiştiricinin kullanımına
sunulacak olan sütte yağ ve protein oranı tespitinde kullanılacak süt
örneği şişeleri birörnek olmalıdır.

- Sütte yağ ve protein tespiti amaçlı çalışmalar
işletmede en az yılda 4 defa (eşit aralıklarla ve en fazla 3 ay
aralıklarla) yapılacaktır. Bir bireyin bu bilgilerinin değerlendirmeye
alınabilmesi için her laktasyon için en az 3 kontrol sonucu
bulunmalıdır.
- Süreç içerisinde hedef, yağ ve protein oranları tespitinin aylık aralıklarla yapılmasıdır.

- Süt örnekleri denetleme günü boyunca (24 saat)
yapılan sağımlarda elde edilen sütü temsil edecek şekilde alınır. Numune
memeden değil sağım bitiminde toplam sütten alınır .Süt numuneleri
alımında aşağıdaki iki yöntemden birisi kullanılır:

a) Önce akşam sağımında elde edilen süt karıştırılarak
süt örnek şişesinin yarısı kadar şişeye doldurulur ve şişenin ağzı
derhal sıkıca kapatılır. Daha sonra sabah sağımından alınan eşit
miktardaki süt şişeye doldurulup sıkıca kapatıldıktan sonra taşıma
kabına konur.

b) Süt örnekleri, almaşıklı yöntemle birincide sabah
sağımından elde edilen sütten, takip eden ikincide akşam sağımından elde
edilen sütten alınıp, şişeye doldurulup sıkıca kapatıldıktan sonra
taşıma kabına konur.
- Süt numunesi alındıktan sonra şişenin üzerine ineğin numarası yazılır ve ilgili forma kayıt edilir.

- Süt numuneleri analiz için en kısa sürede ve uygun
koşullarda yetkili kuruluşa ait veya anlaşmalı bir laboratuara
gönderilir.
9. Süt Verim Denetlemelerinde Güvenilirlik

- Güvenilirlik tespiti, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
veya Soykütüğü Sistemini yürütmekle yetkili kuruluş tarafından yapılır.
Güvenilirlik tespiti için görevlendirilecek kişiler tarafsız olup, halen
süt verim kontrolü yapmakta olan kişiler (verim kontrolörü)
güvenilirlik tespiti görevini üstlenemezler.

- Güvenilirlik tespiti, beyan yöntemiyle yapılan süt
verim kontrollerinde her ay işletmelerin en az % 5’inde yapılır. Memur
yönteminde ise en az %1’inde güvenilirlik tespiti yapılır.
- Güvenilirlik
tespiti, verim kontrolü yapılan günün hemen ertesinde 1-3 gün
içerisinde yapılır. İnekler normal sağım saatlerinde sağılır.

- Güvenilirlik tespitinde elde edilen sonuçlar, süt
verim denetlemelerinde alınan sonuçlarla karşılaştırılır ve aşağıdaki
sapmalar belirlenir. Bu bilgilere dayalı olarak güvenilirlik hakkında
karar verilir.
a) İnek başına bireysel sapmalar ve bunların ortalaması

b) Güvenilirlik tespiti ile süt verim kontrolü değerleri
arasındaki sapmaların standart sapması test edilip (eş yapma ile
mukayese veya T testi ile) doğruluğu belirlenir.

- Beyan yönteminde, yetiştirici tarafından bildirilen
sonuçların doğruluğundan şüphelenildiğinde kontrol gününden sonra en geç
1 hafta içinde denetim sağımı denetmenlerce yapılır. Aynı zamanda
yetiştiricinin süt alıcılarına sattığı günlük süt miktarları ile ilgili
kayıtlar alınır ve bildirilen sonuçlar ile karşılaştırılır.

- Herhangi bir şekilde hile olduğu saptanan veriler
değerlendirme dışı bırakılır ve bu durum ilgili yerlere (bilgi işlem,
yönetim vb.) bildirilir.
- Süt verimini yükseltmek amacıyla hormon kullanımı yasaktır.
10. Süt Verimini Hesaplama Yöntemi
A- Denetleme döneminde mutlak süt veriminin hesaplanması
Kontrol
sağımları sırasında belirlenen süt verimleri, kullanılan aletlerin
sağlıklı olması halinde herhangi bir düzeltme yapılmaksızın mutlak süt
verimi olarak kabul edilirler; ancak hasta olan veya yavru atan
ineklerin durumu mutlaka kontrol formunda belirtilir ve bu bilgiler
soykütüğüne (bilgisayar programına) kayıt edilir.
Hesaplamalarda
TRAPEZ veya INTERPOLASYON YÖNTEMİ olarak tanınan yöntem kullanılır.
Buna göre, denetleme dönemi, bir önceki denetleme günü ile bir sonraki
denetleme günü arasında kalan süredir. Bu süre 25 günden kısa, 35 günden
uzun olamaz.

- Dönem başında ve sonunda belirlenen süt verimlerinin
ortalaması, denetleme döneminin ortalama günlük süt verimi olarak kabul
edilir. Bu ortalama verim ile denetleme dönemindeki gün sayısı
çarpıldığında aylık süt verimi elde edilir.

- Buzağılamadan sonra yapılan ilk kontrolde elde edilen
süt verimi, buzağılamadan ilk kontrol tarihine kadar geçen sürede
ortalama günlük süt verimi olarak kabul edilir.

- Kuruya çıkmadan önce yapılan kontrolde belirlenen süt
verimi, kuruya çıkıncaya kadarki süre için ortalama günlük süt verimi
olarak kabul edilir.

- Kuruya çıkma tarihi belirsiz ise, ortalama dönem
süresinin yarısı kadar süreyle ineğin sağıldığı kabul edilerek son dönem
için hesaplama yapılır.

- Kuruya çıkmadan buzağılayan ineklerin tamamladığı
laktasyonun son dönem süresi, buzağılamadan bir gün öncesine kadar
sürdüğü kabul edilir.

- Kontrol döneminde sürüden çıkarılmış olan ineklerin
aylık süt verimi, sürüden çıktığı tarihe kadar hesaplanır.
B- Eksik verilerin tahmin edilerek tamamlanması
- Eksik veri tahmini sadece bir dönem için yapılır.

- Denetleme yapılmayan bir dönem için, yani iki bilinen
kontrol arası süre 35 günden uzun 70 günden kısa ise önceki ve/veya
sonraki dönemde elde edilen veriler kullanılarak ölçüm yapılmayan o
dönem için hesaplanır.

- Eksik olan dönem öncesi ve sonrasındaki denetleme
sonuçları belirlenmiş ise bunların ortalaması eksik dönemin değeri
olarak kabul edilir.

- Buzağılama tarihi ile ilk kontrol tarihi arasındaki
süre 70 günden fazla ise laktasyon verim hesabı yapılmaz. 70 günden az
ise belirlenmiş olan süt verimi (yağ ve protein oranları dahil) tüm
dönem için geçerli kabul edilir.

- Kontrol yapılmayan dönemden bir sonraki dönemde inek
kuruya çıkmış ise bir önceki dönemin süt verimi değerinin yarısı,
protein ve yağ oranlarının aynısı eksik dönemin verimi olarak kabul
edilir.

- Kontrol yapılmayan bir dönemden bir sonraki dönemde
inek sürüden çıkmış ise ve eksik kontrolden önceki iki döneme ait süt
verimleri biliniyorsa (a ve b), bunların ortalamasından farkları
çıkarılarak eksik dönem hesaplanır ( (a+b)/2 - (a-b) ). Aksi halde,
eksik dönem için hesaplama yapılmaz.
C- Yağ ve protein verimlerinin hesaplanması
- Yağ ve protein verimlerinin hesaplanmasında önceden süt verimi için tanıtılan yöntem kullanılır.

- Oran olarak belirlenen yağ ve protein değerleri,
sözkonusu dönemin süt verimi ile çarpılarak yağ ve protein verimi
bulunur.
D- Hesaplanacak verimler
Yapılan verim denetlemelerinden elde edilen veriler kullanılarak her bir inek için aşağıdaki değerler hesaplanır.

- 305 gün laktasyon süt verimi. 305 günden az süren
laktasyonların uzunluğu, kendi süreleri kadar kabul edilir, süt verimi
için 305 güne kadar süt veriyormuşcasına işlem yapılmaz.
- Ortalama 305 gün laktasyon süt verimi
- Yağ ve/veya protein oranı
- Yağ ve/veya protein verimi
- Yıllık süt verimi
- Ortalama yıllık süt verimi
- Ömür boyu süt verimi
Ayrıca, Ortalama işletme (sürü) verimi de hesaplanır.
E- Verilerin güvenilirlikleri
- Herhangi bir şekilde hile olduğu saptanan veriler değerlendirme dışı bırakılır.
- Bilimsel sınırlar dışında kalan veriler değerlendirmeye tabii tutulmaz.
11. Verilerin Korunması ve Muhafazası
Her
işletme için her bir denetleme dönemi ve yılı ile ilgili verim kontrol
sonuçları kaybolmayacak ve karıştırılmayacak bir şekilde kayıt edilir.
Laktasyon
veya yıllık süt verimi hesaplamalarında kullanılan kontrol verilerinin
en az 2 yıl süreyle yararlanılabilir halde korunması gereklidir.
12. Yıllık Süt Verimlerinin Hesaplanması

- Yıl boyunca (Ocak-Aralık) yapılan tüm kontrollerde
işletmede olduğu belirlenen inekler, yılın ilk 2 ayında buzağılamış olan
düveler ve yılın son 2 ayında sürüden çıkarılmış olan ineklerin süt
verimleri 365 (veya 366) gün üzerinden hesaplanır ve “A” ile
işaretlenirler. Bu gruba girmeyen inekler ise “B” ile işaretlenirler ve
bunlar için kısmi yıllık verimler hesaplanır.

- Yıllık süt verimi hesaplamasında A grubu inekler için
365 gün esas alınırken, B grubu inekler için sağılmaya başladıkları
günden itibaren veya sürüden çıkarıldıkları güne kadar geçen süre
dikkate alınır. İşletmedeki inek sayısı da buna göre hesaplanır. Burada
her bir A ineği 1 olarak kabul edilirken, B inekleri işletmede
göründükleri gün sayısının 365 güne oranı kadar dikkate alınırlar
(örneğin 183 gün görünen inek 0.5 baş olarak kabul edilir).
- Süt verimi hesaplanmasında TRAPEZ yöntemi kullanılır.
13. Kısmi Verimlerin Tahmin Edilmesi

- Damızlık değer tahminlerinde kullanılan laktasyon
sayısının artırılması, laktasyonunu tamamlamamış ineklerin de
değerlendirilmeye alınarak erken yaşta damızlık değerlerinin
hesaplanabilmesi amacıyla, en az bir verim kontrolü bilinen laktasyon
süt verimleri, kısmi verim katsayıları kullanılarak tahmin edilir.
- Kısmi verim katsayıları her yıl sonunda mevcut veriler kullanılarak yeniden tahmin edilir.
14. Rapor
Soykütüğü
sistemini yürütmekle yetkili kuruluş, her yılın sonunda yetkili
makamlara ayrıntılı bir rapor hazırlayıp sunmakla yükümlüdür. Raporda
yıl içinde yapılan çalışmalar, mevcut durum, sonuçlar, karşılaşılan
sorunlar ve izleyecek yıl için planlanan çalışmalar hakkında aydınlatıcı
bilgiler bulunur.
TALİMAT NO: 3
Damızlık Sığırlarda Dış Görünüşe Göre Sınıflandırma 
1. Amaç
Daha
yüksek süt, et ve döl verimli, daha dayanıklı ve uzun ömürlü
hayvanların elde edilmesine yardımcı olacak dış görünüş özelliklerden
yararlanarak damızlık sığırların sınıflandırılmalarında birörnekliği
sağlamak bu talimatın amacıdır.
2. Tanım
Bir
hayvanın damızlık için uygunluğunu belirlemek amacı ile süt, et ve döl
verimleri gibi ölçülebilen özellikleri yanında ekonomik açıdan önemli
olmalarına rağmen ancak görsel olarak belirlenebilen özelliklerine de
bakılmalıdır. Bu amaçla hayvanın dış görünüş özelliklerinin
belirlenmesine “Dış Görünüşe Göre Sınıflandırma” denilir.
3. Yetki
- Sınıflandırma faaliyeti, soykütüğü sistemini yürütmekle yetkili kuruluşlarca yapılır.
- Dileyen her kişi sınıflandırma yapamaz.

- Sınıflandırma uzmanları, Bakanlığın veya yetkili
kuruluşların düzenleyeceği merkezi bir yerde toplu eğitimden geçmiş
olmak zorundadır.

- Sınıflandırma, kişisel bir değerlendirme olup, ölçü ve
tartıya değil sınıflandırmayı yapan kişinin değer yargısına dayanır.
Bunun için sınıflandırmacıda olması gereken özellikler şunlardır:
- Sınıflandırması yapılan ırkı çok iyi tanımalıdır.

- Sınıflandırmacı hayalinde ırkın ideal tipini
şekillendirmeli ve bu idealden ayrılan noktaları kolayca görebilmelidir.
- Sınıflandırmacı bu konularda eğitim görmüş olmalıdır.
- Diğer sınıflandırmacılarla aralarında fark olmaması için toplu eğitimlere katılmış olmalıdır.
- Yeterli tecrübeye sahip olmalıdır.
4. Sınıflandırma Zamanı
- Her inek 1. buzağılamasından sonra 2. - 5. aylar (30 - 150 gün) arasında mutlaka sınıflandırılır.
- İleriki laktasyonlarda sınıflandırma istenirse tekrarlanabilir.

- Her hayvan hayatında en az bir kere buzağılamasından
sonraki 2. - 5. aylar (30 - 150 gün) arasında mutlaka sınıflandırılır.
5. Sınıflandırma Yöntemi
Dış
görünüş özelliklerine göre sınıflandırmada farklı amaçlara hizmet eden 2
yöntem vardır. Sınıflandırma yaparken her iki yöntem birden
kullanılacaktır.
A) 100 puan üzerinden sınıflandırma:
- İnekler 100 puan üzerinden değerlendirilir ve aldıkları puana göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılır.
> 90 Mükemmel : Bir inek ancak 3. buzağısından sonra bu puana ulaşabilir.

85 -89 Çok iyi : 1. ve 2. laktasyondaki ineklerde
maksimum puan 88 dir.
Bunlar içinden boğa anaları seçilir.
80 - 84 İyi : Damızlık kullanım
75 - 79 orta : Damızlık Kullanım
70 - 74 Yeterli : Damızlık Kullanımda dikkat !
65 – 69 Zayıf : Sürüden çıkarılması faydalı




- Damızlık sığırlar 100 puan üzerinden sınıflandırılırken
vücut 4 bölüme ayrılarak değerlendirilir. Her bir bölümün toplam
puandaki ağırlığı da farklıdır.
a) Süt Tipi : % 15
b) Beden : % 20
c) Ayak ve Bacaklar : % 25
d) Meme : % 40

- Her bölüm 100 puan üzerinden değerlendirmeye tabii
tutulur. Daha sonra 100 üzerinden bulunan bu 4 değer her bölüme verilen
ağırlık oranı ile çarpılarak toplanır ve 100 üzerinden sınıflandırma
puanı bulunur.


 
Örnek:
Bölüm
Puanı
Ağırlık
( % )
Sınıflandırma Puanı
Süt Tipi
82
15
12.3
Beden
80
20
16.0
Ayak ve Bacaklar
75
25
18.6
Meme
84
40
33.6
TOPLAM PUAN
80.5 = 81




B- Doğrusal (Linear) tanımlama:

- Bu yöntemde inekler iyi ya da kötü olarak
sınıflandırılmaz, dış görünüş bakımından mevcut durum ortaya konur.
Amaç, değerlendirme değil tanımlamaktır.

- Doğrusal tanımlama yöntemi, boğaların kızlarının dış
görünüşüne bakarak o boğanın döllerinin dış görünüş özelliklerinin
tesbitinde kullanılır.

- Yöntemin bir diğer önemli kullanım alanı, amaçlı
çiftleştirmedir. Islah amaçlı çiftleştirme yapabilmek için boğaların ve
çiftleştirilecek hayvanın dış görünüş özelliklerinin bilinmesi gerekir.
Aksi halde dış görünüş ihmal edilecek ve sadece verimlerine göre
rastgele çiftleştirme yapılacaktır ki, bu da gelecek nesilin amaç
doğrultusunda değiştirilmesini imkansız kılacak, gelecek nesil şansa
bırakılmış olacaktır.

- Doğrusal tanımlamada uluslararası kabul görmüş 14
standart özellik olup Türkiye’de de bu özellikler ile hayvanları daha
iyi tanımlamamızı sağlayacak 3 özellik daha olmak üzere toplam 17
özellik kullanılacaktır. Bu özellikler Ek 1 ve Ek 2’de verilmiştir.

- Her bir özellik için (1. özellik olan vücut yüksekliği
hariç) 1-9 arası puanlama yapılır. Bu puanlama Ek 2’deki şemalarda
olduğu gibi yapılır.
C- Boğaların kendi özelliklerinden yararlanarak sınıflandırma

- Damızlık adayı boğalarda sınıflandırma 1 yaş
dolayındayken yapılır. Sınıflandırmanın başarılı olabilmesi amacıyla
aday boğalar toplu olarak ve halka açık bir ortamda değerlendirilir.
- Kalıtsal hastalık ve deformasyonlar değerlendirmede dikkate alınır.
6. Sınıflandırma Kapsamındaki Özellikler
Sınıflandırmada
kullanılan özellikler, hayvanların verim potansiyellerini tahmin etmede
yararlanılabilecek özellikler olmalıdır. Damızlıkta kullanmayı önleyen
özellikler de sınıflandırma kapsamında değerlendirilir. Sözkonusu
özellikler Ek 1, Ek 2 ve Ek 3’de belirtilmiştir.
7. Toplanacak ve Değerlendirilecek Asgari Veriler
Sınıflandırılan
sığırlar ile ilgili en azından şu bilgilerin toplanması ve bilgi işlem
merkezine bildirilmesi gerekir. Bilgi işlemde olan bilgilerin tekrar
bildirilmesine gerek yoktur.

- İneklerde: Kulak numarası, buzağılama ve sınıflandırma
tarihleri, laktasyon sayısı, sınıflandıran uzmanın kodu (veya
adı,soyadı)
- Boğalarda: Kulak numarası, doğum ve sınıflandırma tarihleri, sınıflandıran uzmanın kodu (veya adı,soyadı)
8. Sınıflandırmada Kayıt İşlemi

- Sınıflandırmacı, sınıflandırma yapılacak işletmeye
giderken iki suret olarak hazırlanacak formu yanına alacak ve ilgili
bilgileri ve değerlendirme sonuçlarını bu forma kaydedecektir.

- Sınıflandırma formu bir işletmedeki 5 hayvan için
kullanılabilir. Beşden fazla hayvan değerlendirilecekse ikinci bir form
kullanılır.

- Bu formun bir sureti işletmeciye bırakılacak ve boğa
seçiminde kullanımı için bilgi verilecek, diğer nüshadaki bilgiler
bilgisayara kaydedildikten sonra dosyalanacaktır.
Form (Ek 3) 5 ana bölümden oluşmaktadır.
1.Bölüm:
- İşletme No: İşletmenin soykütüğü numarası yazılır.
- İşletme Sahibi: işletmenin sahibinin adı ve soyadı yazılır.
- Adres: İşletmenin bulunduğu köy, ilçe ve ili yazılır.
- Tarih: Sınıflandırmanın yapıldığı günün tarihi yazılır.
- Sınıflandırmacı: Sınıflandırmayı yapan uzmanın adı soyadı yazılır.
2. Bölüm:
- İnek No: Değerlendirilecek ineğin kulak numarası yazılır.
- Laktasyon No: Değerlendirilecek ineğin kaçıncı laktasyonu olduğu yazılır.
- Son Buzağılama Tarihi: Değerlendirilecek ineğin son buzağılama tarihi yazılır.
3. Bölüm: 100 puan üzerinden sınıflandırma
- Süt Tipi : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
- Beden : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
- Ayak ve Bacaklar : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
- Meme : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
4. Bölüm: Doğrusal Tanımlama
Buradaki 17 özellik için 1 - 9 arası puanlama yapılır ve yazılır.
1. özellik ( vücut yüksekliği) cm olarak ölçülür ve yazılır.
5. Bölüm: Eksiklikler / İzlenimler
Hayvanda görülen eksiklikler / izlenimler (X) işareti ile tespit edilir
Döl Verimi

 
1. Amaç:
Bu talimatname, damızlık olarak kullanılan boğa ve ineklerin döl veriminin belirlenmesi amacıyla hazırlanmıştır.
2. Yetki:
Damızlık
boğa ve ineklerin döl verimleri ile ilgili kayıtların tutulmasına ve
elde edilen verilerin değerlendirilmesine Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
ve/veya soykütüğü sistemini yürütme yetkisini alan kuruluş yetkilidir.
3. Temel Esaslar:

- Tohumlamada kullanılan boğa ve diğer hayvanlar ilgili
talimata göre numaralanmış ve kayıt altına alınmış olmalıdır.
- Gerek duyulan tohumlama kayıtları ilgili talimat uyarınca ve güvenilir olmalı, bununla ilgili önlemler alınmalı.
- Buzağılama kayıtları ilgili talimatlar uyarınca doğru ve güvenilir olmalı.
4. Döl Verimi Ölçütleri:
a) Boğanın Aşma Davranımı:
Tohumlamada
kullanılan boğalarla ilgili libido, suni vajeni kabul etme ve sperma
sağım sayısı özellikleri bu kriter için sperma üretme merkezlerinde
kayıt edilirler.
b) Sperma Kalitesi:
Sperma miktarı (mililitre olarak ejekulat) payette çözülmeden sonra sperma yoğunluğu ve hareketi.
c) Geri Dönmeme Oranı (Non-Return-Rate):
Geri
dönmeme oranı (GDO), boğaların tohumladığı inekler ve kızları dikkate
alınarak iki şekilde hesaplanır. Boğalar için yapılan hesaplamalarda
boğanın kendisine ait veriler kullanılırken, dişiler için boğa kızlarına
ait verilerden yararlanılır.


Boğalar
için GDO, tohumlamadan sonra 56. güne kadar tekrar kızgınlık
göstermeyen ineklerin oranı olarak hesaplanır (Tohumlama günü hesaplama
dışıdır). Kızlara dayalı GDO ise bir boğanın kızlarının 90. güne kadar
yeniden kızgınlık göstermeyenlerin oranı anlamına gelir.
d) Tohumlama indeksi:
Gebelik
başına ortalama tohumlama sayısı anlamını taşır. Bu Süre en fazla 1.
tohumlamadan sonraki 120 günlük dönemi kapsar. Bu dönem içinde sürüden
çıkarılan ve bir daha verileri kayıt edilemeyen inekler de (gebe kalmış
kabul edilerek) tohumlama indeksi hesaplamasına dahil edilir.
Aynı günde yapılan birden fazla doz sperma ile tohumlama değerlendirme dışı bırakılır.
e) Buzağılama - İlk Tohumlama Arası Süre:
Buzağılama tarihi ile 1. tohumlama arasında kalan süredir. Buzağılama günü değerlendirme dışı bırakılır.
f) Servis Periyodu ( Buzağılama - Gebe Kalma Arası Süre):
Buzağılama
tarihi ile en son tohumlama tarihi (gebe kaldığı tarih) arasında geçen
süredir. Buzağılama günü değerlendirme dışı bırakılır.
g) Buzağılama Aralığı:
İki buzağılama arasında geçen süredir.
h) Doğan Buzağı Sayısı ve İkizlik Oranı:
i) Doğum Tipi:
Doğum tipi üçe ayrılır ve şu şekilde kayıt edilir.
- Normal doğum: Bir kişinin yardımıyla mekanik yardım malzemesi kullanılmadan gerçekleşen doğumlar,
- Zor doğum: Çok sayıda kişi ve mekanik yardım malzemesi kullanılarak veya Veteriner Hekim müdahalesi ile gerçekleşen doğumlar,
- Ölü Doğum: Doğumda buzağının ölü olarak doğması.
j) Sürüden Çıkarılma Nedenleri:
Sürüden çıkarılma nedenleri aşağıdaki şekilde gruplanabilir ve kodlanarak soykütüğüne kayıt edilir:
- Damızlık veya üretim amaçlı satış,
- Kasaplık satış,
- Ölüm
- Yaşlılık,
- Verim düşüklüğü,
- Döl tutmama,
- Hastalık,
- Dış görünüş (sınıflandırma) yetersizliği,
- Meme yangısı,
- Ayak Bozuklukları,
- Diğer (isteğe bağlı sebepler).
5. Değerlendirme:
En azından aşağıdaki değerlerin hesaplanması ve kullanıma sunulması zorunludur:
a) Boğalar için:
- GDO, 56. güne göre (tohumladığı ineklerden erkeklere ait döl verimi)
- GDO, 90. güne göre (dişi döllerinden)

- Doğum tipi grupları oranı: Aday boğalarla çiftleştirilen
tüm dişilerin buzağılamaları dikkate alınır. Ölü, ikiz ve çoğuz
doğumlar hesaplama dışı tutulur.
b) İnekler için:
- Doğan buzağı sayısı,
- Ortalama buzağılama aralığı.
6. Yayınlama:

- Boğalara ait GDO değerleri 56. gün esasına göre en az 300
tohumlamasından, 90. gün esasına göre ise en az 50 kızından veriler
elde edildiğinde hesaplanır ve yayınlanır.

- Doğum tipi ve buzağı kayıpları ile ilgili sonuçlar, en az
50 ilkine buzağılamış inekten veya 150 inekten elde edilmiş ise
yayınlanır.

- Boğa ve ineklerle ilgili döl verim sonuçları yılda en az
bir kez yayınlanır (Bülten veya konu ile ilgili bir yayında).
Damızlık Değer Tahmini
1. Amaç:
Türkiye’de
Sığır yetiştiriciliğinde damızlık değer tahminlerinin yapılmasında
birörnekliği sağlamak ve uluslararası çalışmalarda geçerliliğini
sağlamak bu talimatın amacıdır.
2. Yetki:
Damızlık
değer tahminlerinin yapılması, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı veya
Bakanlığın yetki verdiği kuruluş tarafından yapılır veya yaptırılır.
3. Genel Kurallar:
a) Tahmin Yöntem ve Modeli:
Damızlık
sığırların verim ve akrabalık ile ilgili verilerinden en iyi şekilde
yararlanarak damızlık değerlerini tahmin edebilmek için BLUP-Animal
Model (Best Linear Unbiased Prediction – Animal Model) kullanılır.
Burada
amaç, her bir damızlık sığır için süt verimi (305 günlük süt miktarı ve
gelecekte de yağ ve protein verimi) ile sınıflandırma özelliklerinin
damızlık değerlerini tahmin etmektir. Tahminlerde 1., 2., 3. laktasyon
süt verimleri kullanılır.
b) Damızlık Değerlendirmede Başlangıç Yılı:
Damızlık
değer tahmini, belirli bir buzağılama yılından (başlangıç yılı)
itibaren kendi verimleri olan inekler ve bunların en az 1 kuşaktan anne
ve babaları için yapılır.
Başlangıç yılı, tahminin yapıldığı tarihden en az 10 yıl öncesi alınır. Bu süre uzmanlarca yeniden belirlenebilir.


c) Damızlık Sığır Populasyonu:
Birbirleri
arasında kan bağı (soy bağı) olan aynı ırktan, damızlık faaliyetler
(verim kontrolleri, soykütüğü ve suni tohumlama) kapsamında bulunan
damızlık sığırların oluşturduğu sığır varlığına “Damızlık Sığır
Populasyonu” adı verilir.
Populasyondaki tüm sığırların damızlık değer tahminleri çalışmalarına dahil edilmesi hedeflenmelidir.
4. Damızlık Değer Tahmini Verileri:
a) Süt Verimleri
- Damızlık değer tahminlerinde, soykütüğüne kayıtlı 305-gün süt ve yapılabilirse yağ ve protein verimleri kullanılır.
- Tahminlerde 1., 2., 3. laktasyonlara ait veriler kullanılır.
- Laktasyon süresi 220 günün altında olan laktasyonlar değerlendirme dışıdır.
- Süt verimi 2.000 kg’ın altında olan laktasyonlar değerlendirmeye alınmaz.
- Buzağılama aralığı 270 günden az 650 günden fazla olan veriler düzeltilir veya değerlendirme dışı tutulur.
-
Tahminlerde, henüz devam etmekte olan laktasyonlar da, o populasyon
için hesaplanan katsayılar yardımıyla 305-güne tamamlanarak
kullanılabilirler.
b) Soykütüğü Verileri:
- Hayvana ve cedlerine ait soy bilgileri olmalıdır.
- Soy bilgileri olmayan hayvanlar ve cedler için genetik gruplar oluşturulur.
c) Sınıflandırma verileri:
- İlgili talimatlar gereği yapılan sınıflandırma verileri kullanılır.
- Sınıflandırma değerlendirmenin yapıldığı tüm populasyonu kapsarsa değerlendirmeye alınır.
5. Yöntem:
- Damızlık değer tahmininde BLUP-Animal Model kullanılır.
- Bu modelde genetik ve çevre faktörleri birarada dikkate alınır.
- Populasyona ait kalıtım derecesi ile fenotipik ve genetik korrelasyonlar ve varyanslar tahmin edilmek zorundadır.
Bir sığıra ait damızlık değer iki kısıma ayrılabilir.
1) Ebeveynlerinin damızlık değerine bağlı olarak “ Beklenen Damızlık Değeri”
2) Kendine ve yavrularına ait verimlere bağlı olarak “Hesaplanan Damızlık Değeri”
Ebeveyleri bilinmeyen sığırlar için beklenen damızlık değer yerine, oluşturulan genetik gruplara ait değerler kullanılır.
6. Standartlaştırma (Kıyaslama Kuşağı):
Damızlık
değerlerinin anlaşılabilirliğini yükseltmek amacıyla belirli bir dönem
taban (baz) olarak kabul edilir, bu dönem “o” a eşitlenir ve diğer
dönemler buna göre düzeltilerek standartlaştırılır.
Taban dönem boğalar ve inekler için ayrı ayrı belirlenir.
- Boğalarda:
değerlendirmenin yapıldığı yıldan 9,10,11 yıl önce doğmuş boğaların
damızlık değerlerinin ortalaması taban olarak alınır. Her yıl Temmuz
ayında taban 1 yıl ileri kaydırılır.
- İneklerde: 5 yıl önce doğan ineklerin damızlık değerlerinin ortalaması taban kabul edilir. Ancak bu her 5 yılda bir kez değiştirilir.
Standartlaştırılmış Damızlık Değeri (SDD):
SDD = 100 + [(DD-Taban DD) / SS] x 12
Eşitlikteki;
DD : her hayvana ait damızlık değerini
Taban DD : Taban dönemin ortalama damızlık değerini
SS : Damızlık değerlerinin standart sapmasını
12 : Sabit bir çarpım faktörü (bir st. sapma birimi karşılığı)
100 : Sabit toplama faktörünü
ifade eder.
7. İsabet Derecesi:
Damızlık değerlerin isabet derecesidir. Kız ve laktasyon sayısına göre değişir.
8. Yayınlama:
a) Yayınlanma şekli:
Damızlık değerlendirme sonuçları yazılı olarak yayınlanır.
b) Yayınlamada aranan ön koşullar:
Damızlık değerleri yalnızca yeterli bilgilere sahip olan sığırlar için yayınlanır.
- İnekler; kendi verimleri belli olmalı,
-
Boğalar; en az 5 işletmede en az 10 kızı dikkate alınarak tahmin
edilen damızlık değerine ve en az % 50 isabet derecesine sahip olmak
- Genç sığırlar; ana, baba ve annenin babasına ait damızlık değerlerinden hesaplanmış damızlık değerine sahip olmak.
c) Yayınlarda yer alacak asgari veriler:
Boğalarda:
- 1. laktasyonunu tamamlamış kızlarının sayısı,
- Bu kızlarının yetiştirildiği işletme sayısı,
- Süt ile mümkün olduğunda yağ ve protein verimlerine ait damızlık değeri,
- Standartlaştırılmış damızlık değeri,
- Damızlık değerlerinin isabet derecesi.
İneklerde:
- Değerlendirilen laktasyon sayısı
- Süt ile mümkün olduğunda yağ ve protein verimlerine ait damızlık değeri,
- Standartlaştırılmış damızlık değeri,
- Damızlık değerlerinin isabet derecesi.
9. Çalışmaların Denetlenmesi Dökümanlaştırılması ve Gelişmelere Uyumu:
a) Denetleme:
-
Damızlık değerlendirmede kullanılan model ve programların karmaşık
yapılarından dolayı en geç 3 yılda bir test edilmesi gerekir.
-
Modelle ilgili yapılması gereken değişiklik bu konuda uzman en az 2
üniversite öğretim üyesinin görüş desteğini almış olmalıdır.
b) Dökümanlaştırma:
Kullanılan damızlık değer tahmini yöntemi, modeli ve kıstaslarla ilgili yapılan çalışmalar dökümanlaştırılmak zorundadır.
- Yöntem ve modelin içeriği,
- Damızlık değerlendirmede hangi verilerin kullanıldığı,
- İsabet derecesinin hesaplanması,
- Standartlaştırma verileri,
- Taban dönem (Kıyaslama kuşağı) ve verileri,
- Kullanılan doğum ve buzağılama yılları,
- Kullanılan genetik ve fenotipik parametreler,
- İlgili ağırlık katsayıları,
- Kısmi verimlerden tahminde kullanılan katsayılar,
- Değerlendirme dışı bırakma kriterleri
- Gerek duyulabilecek bilgiler.
c) Gelişmelere uyum:
Damızlık
değerlendirmede kullanılacak program ve modeller bilimsel ve teknik
gelişmelere uyarlanabilecek ve geliştirilebilecek durumda olmalıdır.



SUNİ TOHUMLAMA
Hayvansal
üretimin artırılmasının bugün için geçerli iki yolu vardır. Bunlar
birim başına düşen verimi artırmak ve yüksek verimli ırkların
devamlılığını sağlamaktır. Bunun için en ekonomik ve etkili yolda suni
tohumlamadır. Bu amaçla 1980 yılında 226.000 baş sığır suni tohumlama
yolu ile tohumlanmışken 1997 yılında bu rakam 728.120 , 1998 yılında
723.218, 1999 yılında da 692.153 baş olmuştur. Ancak, 1999 yılında
yurt içinde üretilen 1.570.325 doz ve yurt dışından ithal edilen 357.987
doz, toplam 1.928.312 doz, sperma miktarına bakıldığında yurt içinde
yapılan suni tohumlama rakamının 1 Milyon başa ulaştığı görülecektir.
Ülkemizde
yapılan suni tohumlamada kullanılan spermanın büyük bir kısmı
Bakanlığımıza bağlı olarak çalışan Halkalı, Lalahan, Karaköy suni
tohumlama laboratuarlarında üretilmektedir. Bunun yanı sıra yurt
dışından da ithal sperma özel sektör tarafından yurdumuza
getirilmektedir. 1998 yılında 505.213 doz, 1999 yılında da 357.987 doz
yurt dışından sperma ithal edilmiştir. İzmir İlinde bulunan Menemen
suni tohumlama laboratuarı Türkiye Damızlık Sığır Yetiştirici Birlikleri
Merkez Birliği ile Bakanlığımız arasında varılan anlaşma gereği
ortaklaşa kullanılacaktır. Menemen Suni Tohumlama Laboratuarında “Döl
Kontrolü Projesi “ yürütülecektir. İstanbul-Halkalı suni tohumlama
laboratuarının ise özel sektörle ortaklaşa kullanımını sağlamak için
çalışmalarımız sürdürülmekte olup bu konuda gerekli teknik şartnameler
hazırlanmıştır. Bu laboratuarların dışında özel sektörün bu sahaya
eğilebilmesi ve teşvik edilebilmesi için çıkarılan kanunlarla İzmir’ de
iki, İstanbul ve Adana illerinde de birer adet olmak üzere özel sektör
tarafından toplam dört adet suni tohumlama laboratuarının kurulması
sağlanmıştır. Bakanlığımıza bağlı olarak çalışan Lalahan Suni
Tohumlama Laboratuarında 46, İstanbul- Halkalı’ da 10, Samsun-Karaköy’
de 62 baş, Özel laboratuarlardan Genotek Firmasında 10, İstanbul
Veteriner Fakültesi’nde 14, Sadek’ te 11, Ege-Vet’ te 13 baş , toplam
166 baş suni tohumlama boğası mevcuttur.
Suni
tohumlama konusunda yılda ortalama olarak 20-25 arasında suni
tohumlama kursu düzenlenmekte ve bu kurslarda ortalama 350-500 arasında
eleman eğitime tabi tutularak başarılı olanlara sertifika verilmektedir.
Bilahare 30 Ocak 1985 tarih ve 18651 Sayılı Resmi Gazete’ de yer alan “
Sığır Suni Tohumlaması Yapacak Özel ve Tüzel Kişilerin Uyacakları
Esaslar Hakkındaki Yönetmelik “ hükümlerine göre suni tohumlama
faaliyetinde bulunabilmek için Bakanlığımızdan izin alan 1994 yılından
1999 yılına kadar toplam 402 Veteriner Hekiminin ve yıllara göre eğitime
tabi tutulan elemanların tablosu aşağıda verilmiştir.
Suni
tohumlama hizmetlerinin yurt sathında yaygınlaştırılması
amacıyla suni tohumlama özel sektör kuruluşlarına da açılmıştır. Bu
uygulamayı teşvik amacıyla özel sektörce tohumlanarak gebe bırakılan
inek başına: kalkınmada 1. Derecede öncelikli illerde 10.000 TL. , 2.
Derece de öncelikli illerde 8.000 TL. , diğer illerde 6.000 TL. , teşvik
primi ödenmektedir.
Kamu
sektöründeki elemanlar için ise 1998 yılında döl tutan inek başına
kalkınmada öncelikli illerde 200.000 TL., diğer illerde 100.000 TL.
prim ödenmektedir. Ayrıca başarı durumlarına göre 1 veya 2 maaş
ikramiye ödemesi yapılmaktadır.
Ayrıca
koyun ve keçi suni tohumlaması yapan Veteriner Hekim ve Veteriner
Sağlık Teknisyenlerine % 60 gebelik sağlamak koşuluyla beher baş
koyun ve keçi suni tohumlamasına 50.000 T.L/ baş prim ödenmektedir.
Halen
suni tohumlama saha çalışmaları 80 ilde , 631 ilçe ve 11834köyde
520 seyyar 250 sabit tohumlama ekibi ile sürdürülmektedir. 4.7 Milyon
tohumlanabilir inek sayısı göz önüne alındığında ekip sayıları yetersiz
kalmaktadır. Ekip sayıları 1996 yılından itibaren düşüş göstermektedir.
Ancak 904 Sayılı Islahı Hayvanat Kanununa ek olarak çıkarılan 4084
Sayılı kanunla suni ve tabii tohumlama ücretli hale getirilmiş ve özel
sektörde bu saha içine çekilmiştir. Halen mesleklerini serbest olarak
icra eden veteriner hekimler muhtelif şehirlerde suni tohumlama
faaliyetlerini sürdürmektedir.
Ülkemizdeki
hayvan populasyonunun verim kabiliyetlerini yükseltmek
ve yüksek verim kabiliyetlerine sahip hayvan ırklarımızın devamlılığını
sağlamak için bilhassa suni tohumlama büyük önem arz etmektedir.
Ülkemizde 1998 yılı D.İ.E.’ nin verilerine göre 1.733.000 baş kültür
ırkı, 4.695.000 baş melez , 4.603.000 baş yerli ırk mevcuttur. Bu
mevcut içinde sağılan hayvan sayısı 879.841 kültür, 2.346.093 melez,
2.263.109 baş yerli ırktır. Bu mevcudun ancak % 15- 20’isi suni
tohumlama metodu ile tohumlanabilmektedir. Yukarda belirtilen sağmal
inek sayısının % 50’sinin suni tohumlama metodu ile tohumlanabilmesi
için bir ekibin 1000 baş tohumladığı düşünüldüğünde 2387 ekibe ihtiyaç
duyulduğu görülecektir. 2000 yılında 710 ekibimizin olduğu ve buna
ilaveten 460 serbest veteriner hekimin özellikle batı illerinde suni
tohumlama yaptığı göz önüne alındığında bu rakamın 1217 ekip olarak
ortaya çıkacağı görülecektir.
Bakanlığımızın
özverili çalışmaları sonucu yapılan ıslah çalışmaları ile 1998
yılı D.İ.E. ’nin verilerine göre ortalama süt verimi hayvan
başına (sığır) 1609 kg’ a, ortalama karkas ağırlığı da 163 kg.’ a
yükseltilmiştir. Ancak bu rakamlar hayvancılığı gelişmiş ülkelerle
karşılaştırıldığında hem tohumlanan hayvan adedi olarak hem de verim
özellikleri bakımından oldukça yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle 2000’li
yıllarda oluşması muhtemel et ve süt açığının kapatılabilmesi için en
etkili ve ucuz yöntem olan suni tohumlama faaliyetlerine gereken önem
verilmelidir.
Suni
tohumlama faaliyetlerinin yurt çapında benimsetilerek
yaygınlaştırılabilmesi için suni tohumlama sonucu doğan yavru bazında
ve özel teşebbüsün suni tohumlama ekibi kurması ile ilgili bir
destekleme projesi üzerinde hazırlıklar yapılarak bitirilmiştir.



SIĞIRLARIN SÜNGERİMSİ BEYİN HASTALIĞI
(Bovine Spongiform Encephalopathy) 
Bovine
spongiform encephalopathy (BSE), sığırların merkezi sinir sistemini
etkiliyen, yavaş ilerleyen, dejeneratif ve ölümle sonuçlanan bir
hastalığıdır. Hastalık yaygın olarak “Deli inek hastalığı” (mad cow disease) olarakta isimlendirilmektedir.
BSE
nakledilebilir spongiform encephalopathy (Transmissible spongiform
encephalopathy-TSE) grubunda yer alan bir hastalık olarak
sınıflandırılmaktadır.
Hastalık
ilk defa Kasım 1986’da İngiltere’de teşhis edilmiştir. Daha sonra
Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Liechtenstein,
Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsviçre’de ki hayvanlarda da
görülmüştür. Kanada, Falkland Adaları, Kuveyt ve Umman’da ise hastalığın
ithal edilen hayvanlarda görüldüğü bildirilmiştir.
Epidemiyoloji:
Epidemiyolojik
veriler, BSE’nin asıl kaynağının kontamine yemlerin tüketilmesi
olduğunu göstermiştir. Fakat yemlerdeki BSE’nin asıl kaynağı henüz tam
açıklık kazanmamıştır. Bu konuda başlıca 4 görüş bulunmaktadır.
Bu
görüşlerden epidemiyolojik verilerle en çok destekleneni; hastalığın
kaynağının koyunlardaki scrapie hastalığı olduğudur. Scrapie en az iki
yüzyıldır İngiltere’deki koyunlarda görülmektedir. 1980’lere doğru
İngiltere’deki koyun popoulasyonunda önemli bir artış olmuş ve
muhtemelen koyunlardaki scrapie hastalığıda artmıştır.
Diğer
bir görüş; İngiltere’deki sığırlarda BSE’nin nadirende olsa mevcut
olduğu ve rendering işlemleri sırasında etkenin imha olmayarak sığır
yemleri ile hastalığa neden olduğudur.
Scrapie’nin
sığırlar için enfeksiyöz olan yeni bir suşunun ortaya çıktığı, et-kemik
unu ile sığır yemlerine karıştığı ve ithal edilen Afrika kemik
unlarından kaynaklandığı yönünde görüşlerde bulunmaktadır.
Görüşlerin
ortak noktası 1970/1980’lerdeki rendering işletmelerindeki işlem
değişikliğine dayanmaktadır. İngiltere’de yem sanayiinde yapılan
teknolojik değişiklik, özelliklede ısı seviyelerindeki düşüklük
neticesinde etken et kemik unlarında yaşamını sürdürerek sığırlara
verilen yemler ile hastalığa neden olmuştur.
BSE erkek ve dişi yetişkin sığırlarda ve genellikle de 4-5 yaşındaki hayvanlarda görülmektedir.
Yapılan
deneysel çalışmalar hastalıklı beyin dokusunun, ağız yolu ile veya
beyin içine enjekte edilerek buzağı, koyun, keçi, domuz, maymun, fare ve
kobaylara verildiğinde hastalığın oluştuğunu göstermiştir.
Etken
BSE ile doğal olarak enfekte hayvanların beyin dokusunda, omuriliğinde
ve retinasında (gözde) tespit edilmiştir. Bu nedenle bu kısımlar riskli
organlar olarak tanımlanmış ve Avrupa Birliği ülkelerinde insan
tüketiminde kullanılması yasaklanmıştır. Son olarak, Avrupa Birliği 12
ayın üzerindeki yaştaki sığırların omurilikleri, tonsilleri, gözleri ve
beyinlerini içeren kafası ile her yaştaki sığırların doudenumdan rektuma
kadar ki bağırsaklarını Nakledilebilir spongiform encephalopathy
(Transmissible spongiform encephalopathy-TSE) grubu hastalıklar için
spesifik risk materyali olarak belirlemiştir.
BSE
etkeni hayvanda saptanabilir bir immun yanıt veya yangısal bir
reaksiyon oluşturmamaktır. Hastalığın tedavisi olmadığı gibi koruyucu
aşısıda bulunmamaktadır.
Hastalığın Etkeni:
BSE’ye neden olan etkenin insanlar ve hayvanlardaki benzer hastalıkların etkenleri ile çok fazla yakınlığı bulunmaktadır.
İnsan ve hayvanlarda görülen Nakledilebilir Spongiform Encephalopathy’ler aşağıda belirtilmektedir.
Hayvanlarda Görülenler
Bovine Spongiform Encephalopathy : Sığırlarda
Scrapie : Koyun ve keçilerde
Transmissible Mink Encephalopathy : Minklerde
Feline Spongiform Encephalopathy : Kedilerde
Kronik Wasting Disease : Geyiklerde
Exotic Ruminantlardaki BSE : Nyala, kudu vb.
İnsanlarda Görülenler:
Kuru
Creutzfeldt-Jakob disease (CJD)
The new variant Creutzfeldt-Jakob disease (vCJD)
Gerstmann-Straüussler-Scheinker syndrome (GSSS)
Familial fatal insomnia (FFI)
BSE
ve diğer TSE’lere sebep olan etken hakkındaki bilgiler bilimsel olarak
henüz tam kesinleşmemiştir. Bu konudaki tartışmalar halen devam
etmektedir.
Etkenin
bu güne kadar bilinen özelliklerin dışında özelliklere sahip bir virus,
bir prion veya bir virino olduğu konusunda 3 temel teori bulunmaktır.
Günümüzde BSE’ye neden olan etkenin prion (nükleik asit içermeyen)
olarak adlandırılan bir protein partikülü (PrP) olduğu yönündeki görüş
yaygın olarak kabul görmektedir.
Son
yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda insanlarda görülen yeni variant
Creutzfeldt-Jakob (vCJD) hastalığı etkeni ile BSE etkeninin birbiri ile
özdeş, aynı özelliklere sahip olduğu bildirilmektedir.
Etken
pek çok fiziksel ve kimyasal işlemlere oldukça dayanıklıdır. Tavsiye
edilen fiziksel inaktivasyon derecesi otoklavda 134-138 °C’de 18
dakikadır. Ancak bu ısı aralığınında tamamen inaktivasyonu
sağlayamayabileceği belirtilmektedir. Etken alkol, formol, ultra viyole
gibi işlemlere oldukça dayanıklıdır.
Hastalığın Geçişi:
BSE enfekte et kemik unlarını içeren yemlerin alınması sonucunda ortaya çıkmaktadır.
İatrojenik
(hatalı uygulama, hatalı enjeksiyon vb.) yolla bulaşmaya bağlı bir BSE
vakası bildirilmemiş olmakla birlikte bu yolun potansiyel bir vasıta
olabileceği belirtilmektedir.
BSE’nin normal şartlarda sığırdan-sığıra veya sığırdan diğer hayvan türlerine geçtiğine dair bir bulgu bulunmamaktadır.
Sınırlı
sayıdaki araştırmada, çok düşük seviyede maternal veya vertikal geçişin
meydana gelebileceği ileri sürülmüştür ve bu konudaki çalışmalar devam
etmektedir.
Creutzfeldt-Jakob hastalığının yeni bir varyantının ortaya çıkışı oral (ağız) yolla geçiş ihtimalini de ortaya koymaktadır.
Klinik Bulgular:
BSE’den
etkilenen sığırların sinir sisteminde ilerleyen (şiddeti artan) bir
dejenerasyon şekillenir ve hastalık ölümle sonuçlanır.

Hastalığın inkubasyon periyodu (bir hayvanın enfekte hale geldiğinden
ilk hastalık belirtilerini gösterdiği ana kadar geçen zaman) 2-8 yıl
arasında değişebilir.
BSE’nin
klinik belirtileri çok değişiklik gösterir. BSE’li sığırların pek
çoğunda belirtilerin gelişimi birkaç hafta hatta ay ( 2 hafta-6 ay)
alır iken nadiren çok kısa da sürebilir.
Şüpheli hayvanların büyük bir kısmı dikkatli takip edildiğinde aşağıda belirtilen semptomların çoğunu gösterirler.
  • Korku, endişe
  • Sinirlilik, asabiyet
  • Beton
    zeminlerde yürümeye, köşeleri dönmeye, kapalı alanlara girmeye,
    kapılardan geçmeye ve süt sağdırmaya karşı isteksizlik
  • İnsanlara ve diğer sığırlara karşı saldırganlık
  • Sağımda tekme atma
  • Başı aşağıda tutma, baş ve boyun kısmına dokunmaya aşırı tepki
  • Ses ve ışığa aşırı hassasiyet
  • Özellikle arka ayaklarla, yüksek adımlarla yürüme
  • Kalkma zorlukları
  • Deri titremeleri
  • Kondüsyon, ağırlık ve süt veriminde düşüşler
  • Şiddetli burun kaşıntısı
Hastalığın Teşhisi:
Günümüzde,
canlı hayvanlarda hastalığı saptayabilecek bir test bulunmamaktadır.
Canlı hayvanlarda klinik belirtiler kısmında yer yer alan semptomlar
izlenerek şüpheli hayvanlar tesbit edilebilmektedir.
Ancak BSE’li hayvanlarda görülen belirtilerin bir kısmı aşağıda belirtilen hastalıklarda da görülebilmektedir.
  • Hypomagnesaemia
  • Nervous ketosis
  • Encephalic listeriosis ve diğer encephalitides
  • Polioencephalomalacia-cerebro-cortical necrosis
  • Intra-cranial tumours
Bu
hastalıklara özgü diğer belirtileri göstermeyen sadece sinir sinir
sistemi hastalıklarına ilişkin belirtileri gösteren 20 ayın üzerindeki
bir hayvan BSE şüpheli olarak değerlendirilmelidir.
Hastalığın
teşhisi, histopatolojik inceleme (hayvanın ölümü sonrasında beyin
dokusunun ve omuriliğin mikroskopik muayenesinde karekteristik
bulguların tesbiti), immunohistolojik boyamalarda etkenin tesbiti,
elektron mikroskopik muayenelerde BSE fibrillerinin görülmesi ile
yapılabilmektedir.
Hastalığın
varlığının tesbitine yönelik geniş kapsamlı taramalarda kullanılan
halen Avrupa Birliği tarafından onaylanmış 3 hızlı test (Biorad, Prionic
check, Enfer test sistem) bulunmaktadır. 5 adet hızlı test ise inceleme
safhasındadır.
Bakanlığımızca Alınan Önlemler:
BSE
hastalığının ortaya çıkışından itibaren konu Bakanlığımızca dikkatle
izlenmektedir. Ülkemiz insan ve hayvan sağlığının korunması amacıyla
hastalık görülen ülkelerden çift tırnaklı canlı hayvan, hayvan
maddeleri, hayvansal orijinli yem katkı maddeleri ve bu maddeleri ihtiva
eden yemlerin ithal edilmesi 25.05.1990 tarihinde yasaklanmıştır. Halen
Avrupa Birliği ülkelerinden canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin
ülkemize ithalatı yapılmamaktadır.
Ülkemizde
Bakanlığımıza bağlı Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüleri
bünyesindeki laboratuvarlarda, sığırlarda sinirsel bulgularla seyreden
çeşitli hastalıkların teshisi maksadıyla incelenen merkezi sinir sistemi
dokularında BSE’nin tanıtıcı bulguları tespit edilmemiştir. Mevcut
diğer bilimsel kurumlarda da hastalığın tespit edildiğine dair bir kayıt
bulunmamaktadır.
Bakanlığımız
devam etmekte olan teşhis çalışmalarına ek olarak, mezbahalarda kesime
alınan hayvanlarda hastalık taramasına yönelik çalışmalar başlamıştır.
Ayrıca konu ile ilgili eğitici çalışmalara gereken ağırlığı vermektedir.
Korunma ve Önlemler:
Uluslararası
Salgın Hastalıklar Ofisi (OIE)’nce sağlığın korunması amacı ile
alınması gereken önlemlere yönelik tavsiyeleri aşağıda belirtilmektedir.


 
Hastalıktan ari ülkelerde;
Sinirsel hastalıkların belirtisini gösteren hayvanların patolojik teşhisinin yapılması,
İthalatta canlı ruminantlar ve onların ürünlerine karşı önlem alınması,
Embriyo ithalatı için strateji ve politika belirlenmesi önerilmektedir.
Hastalığın görüldüğü ülkelerde;
Belirlenen vakalarda hayvanların kesimi ve tazminat ödenmesi,
Memeli hayvanların işlemden geçirerek yeniden kullanıma sunulacak proteinlerinin kontrolü,
Sığırların takibi ve tanımlanmasının etkin bir şekilde sağlanması önerilmektedir.
Alınması Gereken Tıbbi Önlemler:
BSE’den
şüpheli hayvan dokuları ile temas halindeki laboratuvar çalışanları
uygun koruyucu giysiler giymeli ve fiziksel ve kimyasal muamelelerin
büyük bir kısmına karşı oldukça dirençli olan etkene maruz kalmamak için
çok titiz çalışmalıdır.
Creutzfeldt-Jakob
hastalığının yeni bir varyantının son zamanlarda ortaya çıkışı, BSE
etkeninin insanlar için enfektif olabileceğini göstermiştir. Bu nedenle
laboratuvarda alınması gerekli tedbirler kaza ile meydana gelebilecek
iatrojenik, gözle veya ağız burun yolu ile maruz kalmaları önleyecek
niteliktedir.
Ülkemizde
Deli İnek Hastalığı bulunmadığı gibi, şüpheli bir vakaya da
rastlanmamıştır. Ancak bu durumun sürdürülebilmesi için, bulaşmaya
vesile olabilecek her türlü risk materyalinin, hayvan beslenmesinde
kullanımından kesinlikle sakınılmalıdır.
 
BSE
(DELİ İNEK HASTALIĞI) HASTALIĞININ ÜLKEMİZDE GÖRÜLMESİNİ ENGELLEMEK
İÇİN ALINAN VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER VE SEKTÖRLER ARASI İŞBİRLİĞİNİN
ÖNEMİ hakkında Koruma Kontrol Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Dr.
Hüseyin SUNGUR başkanlığında sektör temsilcilerinin (Beyaz Et
Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği, Türkiye Süt, Et, Gıda
Sanayicileri ve Üreticileri Birliği, Veteriner İlaç Sanayi İthalatçı ve
İhracatçılar Birliği, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez
Birliği, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği) ve ilgili Dairelerin katılımı
ile Hayvan Sağlığı Hizmetleri Dairesi Başkanlığı organizatörlüğünde 20
Şubat 2001 tarihinde toplantı gerçekleştirildi.
Kaynak: Tarım Bakanlığı Yayınları

Yorumlar