Süt sığırcılığı amacı kâr olan ekonomik bir faaliyet

Süt sığırcılığı amacı kâr olan ekonomik bir faaliyet olup, milyonlarca üretici tarafından yapılmaktadır. Aşırı rekabetin yaşandığı bu sektörde bilinçsizce ve tesadüflere bağlı olarak, kâr etmek ve yaşamak mümkün değildir. Gelişmiş ülkelerin aşırı sübvansiyonlarla desteklendiği hayvan ve hayvansal ürünler ticareti nedeniyle, son yıllarda ülkemizde yaşanan olumsuzluklar meydanda olup, adeta var olma savaşı verilmektedir.
21. yüzyıl modern süt sığırcılığında yeterli bilgiye sahip yetiştirici ( veya bakıcı), yüksek vasıflı damızlık materyal, yeterli ve kaliteli yem, uygun hayvan barınakları, koruyucu hekimlik ve etkin tedavi, örgütlenme, pazarlama ve kayıt sistemleri temel unsurlar olarak görülmektedir. 
Süt sığırcılığında başarılı olmak sanıldığı kadar kolay değildir. Çok sayıda işletmede hayvancılık yapılmasına rağmen, modern ve çok başarılı işletme çok az sayıdadır.

Konuların detaylarının anlatılma imkanı olmadığından, yetiştiricilere kârlılıkta önemli 40 konunun ana başlıklar halinde hatırlatılması amaçlanmaktadır. Yetiştiricilerin, bu bilgilerin detaylarına ulaşarak ve özen gösterdikleri ölçüde ekonomik büyüklükte ve sürdürülebilir kârlı işletmelere ulaşacakları muhakkaktır.
  
1. BÖLÜM İŞLETME KURULUŞU VE PLANLAMA


Kârlı bir hayvancılık için, öncelikle hayvancılık sevilerek yapılmalı ve ayrı bir iş olarak benimsenmelidir.
Hayvancılıkta amaç para kazanmak ve kâr etmektir. 
Süt hayvancılığı doğası gereği her yönüyle uzun vadeli planlama, sabırlı ve düzenli çalışma isteyen zor ve bıktırıcı tarımsal bir faaliyettir. 
Hayvanlar doğumlarından itibaren tüm yaşamları boyunca titizlik gerektiren bakım ve ilgi isterler. Hayvanların bayramı, tatili, mesai saati ve işe ara vermeleri yoktur. Ancak, hayvanları seven ve hayvancılığı severek yapan insanlar, onların barınak, bakım ve besleme vb. her türlü isteklerini dikkate alarak başarılı olurlar. 
Evinin ihtiyaçlarını karşılamak için 1-2 inek bulunduran ve ihtiyaç fazlası sütü satarak harçlık yapan ve diğer zirai işlerle geçimini sağlayan üreticilerin, bitkisel üretimlerinin bir kısmını ve atıl işgüçlerini hayvanlarla değerlendirmeleri, dana-düve satarak sermaye sıkıntılarını aşmaları için çok iyi bir yöntemdir. Ancak kârlı bir hayvancılık olduğunu söylemek zordur. 
Hayvancılığı ayrı bir iş olarak benimseyenler, günde en az 500 litre sütün pazarlanabildiği, 20 civarı sağılır inekle, yeterli işletme büyüklüğüne ulaşarak, verimliliği artırmak ve maliyeti düşürmek suretiyle kârlı bir süt sığırcılığı yapabilirler. 
Ortalama (rantabl) işletme büyüklüğüne ulaşmış bir süt sığırcılığı işletmesi, işletmecisine çok iyi bir refah düzeyi sağlayacaktır. Sanayi ile entegre olmuş, bilgiyi satın alabilen profesyonel hayvancıların, kendilerini ve işletmelerini sürekli geliştirerek, sürdürülebilir işletme yapısına ulaşmaları çok kolaydır. 
İşletme kuruluşunda yer tercihi ve planlama iyi yapılmalı, imar, sağlık ve çevre mevzuatı dikkate alınmalı, su, elektrik, yol, haberleşme ve pazar garanti edilmelidir.
İşletme kurmak için satın alınacak veya ayrılacak arazi, düşünülen ahır, sağımhane, depo, silaj yeri, bakıcı odası vb. yapılar için imar mevzuatına uygun seçilmeli, çevre ile hiçbir problem oluşturmamalıdır. 
Hayvanlara, yeteri miktarda ve insanlar tarafındanda içilebilir özellikte, temiz su temin edilmeli, elektrik ulusal şebekeden alınmalı ve ayrıca jeneratörle yedeklenerek  kesintisiz enerji sağlanmalıdır.
İşletmenin yaz ve kış her koşulda, her türlü vasıta (traktör, kamyon, taksi vb) ile ulaşabilecek yolu olmalı ve haberleşme imkanı sağlanmalıdır. 
Hatalı yer tercihi yapıldığında su   temini, yol yapımı veya elektrik getirilmesi çok büyük masrafları gerektirmekte ve işletmenin ekonomik olmasını engellemektedir.
Sütten iyi gelir sağlayabilmek için, üretilen sütün değer fiyatına satılması garanti edilmeli ve sütün mandıra, fabrika veya toplama merkezlerine taşınması ucuz, kolay ve güvenli olmalıdır.
Hedeflenen işletme kapasitesi belirlenmeli, işe az hayvanla başlanmalı ancak, ekonomik işletme büyüklüğüne kısa sürede ulaşılmalıdır.
Yurtiçi ve yurtdışındaki modern işletmeler ziyaret edilerek, etüd edilmeli ve danışmanlık hizmeti alınarak, ne kadar yatırımla ne yapmak istendiğine doğru karar verilmelidir.
Bu safhada, öz kaynaklara güvenmelidir. Devletçe sağlanacağı vaadedilen imkanların hiç kullanılamayacağı veya çok gecikebileceği, derde derman olmayabileceği düşünülmelidir. Özkaynaklar barınağa harcanarak, hayvansız veya işletme sermayesiz kalmamalıdır. 
Süt sığırcılığı işletmelerinde inek adedinin belli bir sayının üzerinde olması arzu edilir. Ülkemizde de bu tür işletmelerin ticari işletmelere dönüştürülmesi, örneğin inek sayısının en az  20'ye çıkarılması hedeflenmelidir. Böylece işletmelerde modern sağım yerinin kurulması ve modern ahır sistemlerinin yapılması mümkün olacaktır. Başlangıçta inek sayısı az olsa bile ilerideki gelişmeler dikkate alınarak en az 20 sağılır ineğe göre ahırlar planlanmalı, böylece işletmelerin  gelişmelerinde teknoloji kullanılmasına olanak verilmelidir.
Süt hayvancılığında yoğun iç ve dış rekabet yaşanmakta olup, ekonomik bir büyüklüğe ulaşamayan işletmeler yaşama şansı bulamaz. İngiltere’de 1933 yılında 17 baş olan ortalama hayvan sayısı 1994 yılında 74 hayvana yükselmiş olup, Hollanda’da ortalama işletme büyüklüğü ise 50 büyükbaş hayvanın üzerindedir.
İşe düşünülen kapasitenin ¼ kadar hayvanla başlanmalıdır. Kısa zamanda işi öğrenerek kendi tecrübesi ve diğer çalışanların tecrübesi artacaktır. Sürü yönetiminde karşılaşılan problemlerin aşılması öğrenildiğinde, diğer bir değişle 3-6 ay içinde sistem yerleştiğinde, kapasite artışlarına sıkıntısızca uyum sağlanabilir. Buzağı doğumlarının her aya dengeli dağıtılması, iş verimliliği, muntazam süt geliri vb. bir çok yönden yarar sağlayacaktır. 
Mecbur kalmadıkça kredi kullanılmamalıdır. 
Özel hayvancılık proje kredileri dışında, normal faizli, orta vadeli kredi kullanarak hayvancılık işletmesini yürütmek mümkün olmaz.
Hayvancılığa başlangıçta, ilk iki – ikibuçuk yıl gelirler çok az olup giderleri karşılayamamaktadır. Ancak gebe düvelerle kurulan bir işletmede doğan dişi yavrular 20 aylık damızlık düve olarak satıldıklarında veya 24 aylık olup, doğurmak suretiyle buzağı ve süt geliri sağladığında veya erkek buzağılar besisini tamamlamış olarak satıldıklarında işletmede mali düzen kurulur. Üçüncü yıl işletme kâra geçer.
O nedenle, süt sığırcılığı işletmeleri kuruluşunda ilk iki yılı faiz ödemeli 6-7 yıl vadeli özel  krediler gerektirmektedir.
Mecbur  olmadıkça kredi kullanmamalıdır. İşletme kısa zamanda büyüyecek, hedeflenen kapasiteye ulaşacaktır. 1 gebe düveden 6 yıl sonra 8 adet olacaktır. Bu nedenle kaliteli sperma kullanarak hayvanların genetik seviyesini, dolayısıyla verimlerini  sürekli artırmak çok önemlidir.
İşletme bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Ahır, hayvanların sağlıklı ve yüksek verimi sağlayacağı, yem dağıtımı, gübre temizliği, sağım ve diğer bakım işlerinin kolaylıkla yürütülebileceği bir mekan olup, süt sığırı işletmelerinin can damarıdır. Planlı ve sağlıklı barınak, üreticinin altyapısı, üretimin sigortasıdır. Bu nedenle ahır planlarına büyük özen gösterilmelidir.
Hayvancılığa barınakların yapımı ile başlanır. Verimli ve sağlıklı hayvanların modern ahırlarda barınma zorunlulukları vardır. Barınak sağlıklı olursa başarı şansı artar. Hatalı barınakların sonradan düzeltilmesi çok zor ya da imkansızdır.
Süt sığırları için planlı ve uygun ahır yapımı oldukça önemlidir. Çünkü işletmenin değerli ve hassas olan hayvanlarını belli bir disiplin altında uzun süreli barındırmak, gerekli olan bir çok işlemi belli bir düzen içerisinde gerçekleştirmek zorunluluğu vardır. İşletme bir bütün olarak ele alınmalı, sağılır inek ahırı yanında, buzağı, dana, düve ve kuru ineklerin barınacağı ahırlar ile ot, silaj, katı-sıvı gübre depoları, çeşitli koruma yapıları işletme sahibi ya da çalışacak işçinin barınacağı evin de birlikte düşünülmesi gerekir. 
Başlangıçta planlanan sürü büyüklüğünün ilerde değişebileceği mutlaka ele alınmalıdır. Bu nedenle süt sığırı ahırı planlamasına başlanırken önce ölçekli bir yerleşim planı yapılmalı, bu plan üzerinde neyin nerede olacağına bu tesislerin ilerde nasıl büyüyebileceğine ve işletme için alt yapı ve ulaşımın nasıl karşılanacağına karar verilmelidir. Yerleşim planı ve yerleşim planı üzerinde düşünülen yapılardan hangilerinin öncelikle yapılacağına ve nasıl bir ahır sistemi inşa edileceğine karar verilirken uzman kişilere danışılmalı, plan ve projelerinin özel özenle hazırlatılması sağlanmalıdır.
Ahır tekniğine uygun olarak, inşa ettirilmelidir.
Barınakta uygun şartlar sağlanmadan kârlı bir hayvancılık yapılamaz.
Kapalı ve bağlı duraklı süt sığırı ahırlarında, yeteri kadar havalandırma ve aydınlatma sağlanamayıp, yem kısıtlı, yanlış ve besleme değeri yönünden yetersiz kalitede verildiğinde, hastalık riski artmakta,  hayvanların verimi düşmekte ve yetiştirici kısa sürede zarar ederek, işletmesini tasfiye etmektedir.
Süt sığırları için +5 ile +200C arası  ısılar uygun olmakla birlikte, +10 ile +150C arası ısı en normaldir. Alıştırmış olmak ve yeterli yem vermek şartıyla –25 dereceye kadar inen ısılarda bile süt sığırlarının verimlerinde önemli bir düşme olmaz, sağlıkları bozulmaz. 
+250C yi, bilhassa + 350C yi geçen sıcaklıklar hayvanları rahatsız etmekte, süt verimi ve sütün yağ oranı düşmektedir. Aşırı sıcaklarda hayvanları rahatlatıcı önlemler (gölgelik, fanlarla havanın sirkülasyonu, su püskürtme vb.) alınmalıdır. Çoğu yetiştiricinin ahırında olduğu gibi, havasız, pis kokulu, nemli ve aşırı sıcak ahırlarda hayvanları tutmak, onlara eziyet olup, sağlıklarını  sürdürmelerine ve verimli olmalarına imkan yoktur.

Uygun süt sığırı ahırları planlanır ve yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır.
1. Barınacak hayvanların temiz hava, sıcaklık ve nem gibi çevre isteklerinin en iyi biçimde karşılamasına,
2. Hayvanların yaşam tarzına ve davranışlarına uygun olmasına,
3. Ahır içerisinde esas olan yemleme sağım, gübre temizliği ile diğer bakım işlerine yönelik işlerin kolayca yapılmasına ve işgücü gereksinimin en aza indirilmesine,
4. Ahır ve elemanlarının yapım maliyetinin ucuz olmasına,
5. Ahır içerisinde sürü yönetiminin kolay yapılmasına,
6. Ahır tipinin mekanizasyon ve teknoloji uygulamasına yatkın olmasına özel özen gösterilmelidir.

İşletmede çok miktarda hayvan varsa işçilik giderlerini düşürmek ve her hayvana hızlı ve standart servis sağlamak için gelişmiş makinalardan yararlanılmalıdır.
Bu makinalar; yem hazırlamada kullanılan, yem hammaddelerini karıştıran ve dağıtan makinalar, hayvanlara içme suyu sağlayan cihazlar, taşıyıcı ve yükleyici makinalar ve diğer aletlerden oluşmaktadır.
Rasyonu yetiştirici hazırlamalı, yem hazırlayan ve dağıtan makinalarla hayvanlara servis yapılarak, yem maliyetinden, işçilikten ve zamandan kazanarak kârlılık artırılmalıdır.
Süt sığırcılığında en önemli konu olan süt sağım sistemi, gübre temizleme sistemi, yem hazırlama ve yem dağıtım sistemi ve otomatik sulama sistemi muhakkak kurulmalıdır.
Süt inekçiliğinde sağım en zor işlem olup, kapasiteye uygun sağım makineleri planlanmalıdır.
Mevzuata uygun kalitede çiğ süt üretebilmek için açık ahır veya serbest duraklı ahırlarda, muhakkak ayrı sağım odası (sağımhane) olmalı ve süt, sağımı müteakip ayrı süt odasına veya +40C’ye soğutulacağı soğuk tanka alınarak bekletilmelidir.

2. BÖLÜM AMAÇLARIN BELİRLENMESİ VE HAYVAN SEÇİMİ


Damızlık süt sığırı yetiştiricisi, ön soy kütüğü, soy kütüğü, pedigri, damızlık, damızlık işletmesi, damızlık sertifikası, damızlık belgesi, birlik ve döl kontrolü tanımlarının, Hayvan Islahı Kanunundaki doğru anlamlarını bilmelidir.
Bu tanımları doğru bilmeden, doğru bir sürü idaresi, başarılı ve kârlı bir damızlık süt sığırcılığı yapılamaz. 
Ön soy kütüğü: Ana ve babası belirli, ancak ebeveynlerinin verim kayıtları olmayan, mensup olduğu ırkın özelliklerini taşıyan hayvanlar için oluşturulacak geçici kayıt sistemini,
Soy kütüğü: Pedigri düzenlemeye esas olacak bilgilerin düzenli olarak toplandığı veri tabanını, 
Pedigri: Soy kütüğüne kayıt edilen damızlıklarla, safkan atların numara,isim, orijin, ırk, renk, eşkal, cinsiyet, doğum tarihi, verim kayıtları, yetiştirici ve sahibi ile hayvanın cetlerine ait bilgileri ve verimlerini belirten belgeyi, 
Damızlık: Yetiştirildiği ülkede veya yörede ırkına veya tipine özgü özellikleri gösteren yüksek verimli, hastalıklardan ari, damızlık belgesi veya saf ırk sertifikası bulunan hayvanları, 
Damızlık işletmesi: Damızlık hayvanların yetiştirildiği, Bakanlıkça tescil edilmiş işletmeleri, 
Damızlık sertifikası: Ana ve babası bilinen, ancak cetlerinin verim kayıtları bilinmeyen damızlık hayvanlara Bakanlıkça veya yetki verilen kuruluşlarca verilen belgeyi, 
Damızlık belgesi: Pedigri belgeleri bulunan damızlıklardan Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikteki kriterlere uygunluğu Bakanlıkça onaylanan belgeyi,
Birlik: Hayvancılık konularında faaliyet gösteren yetiştirme, hayvansal üretim, ıslah ve pazarlama amaçlı kurulan birlikleri, 
Döl kontrolü (Progeny testing): Soy kütüğü ve verim kayıtlarının düzenli tutulduğu, yeterli teknik alt yapı, uzman personel ve hayvan varlığına sahip kuruluşlar tarafından yürütülen ve damızlıkları döllerinin verimlerine göre seçmeyi sağlayan uygulamaları, İfade eder.
Yüksek verimli iyi cins damızlık ineklere sahip olmalıdır. 
Çok süt veren inek sürüsüne sahip olmak amaç olmalıdır. Süt sığır ırklarında, süt verim miktarı, sütteki yağ ve protein oranı sürekli geliştirilmekte, ineğin vücut yapısı, dayanıklılığı, meme sağlığı ve formu ile tırnak sağlamlığına önem verilmektedir. Bulunulan bölgeye, amaca ve işletmede hayvanlara sağlanan barınak, bakım ve besleme, çevreden alınabilen hizmetler, iklim vb. şartlara göre ırk tercihi  yapılmalıdır.
Damızlık düve seçiminde titiz davranılmalı, nitelikli hayvanlarla işletme kurulmalıdır.
Batı bölgelerimizde Siyah-Alaca (Holstein), Yüksek dağlık kesimlerde,  Orta ve Doğu Anadolu’da Esmer, Simmental,  Karadenizde Jersey tercih edilebilir.  Bu konuda bulunulan ilde, Tarım İl Müdürlüğü veya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği uzmanlarına  danışılmalıdır.
Dünyanın her yanında inek başına süt verimi arttıkça kârlılıkta artar. Bu nedenle yüksek süt verimi olan ineklere sahip olmalıdır. Aşağıdaki tablo bu hususu net olarak açıklamaktadır. 
Örneğin, 15.Temmuz. 2001 tarihi itibariyle, tahmini süt ve yem fiyatları ile bir hesaplama yapalım.

GELİR
                   İnek-1       İnek-2       İnek-3
Süt Verimi (kg/gün)        10 kg       20 kg       30 kg
Süt Fiyatı                200.000      200.000        200.000
GELİR ( TL/inek/gün)       2.000.000        4.000.000        6.000.000
YEM MALİYETİ
Konsantre Yem           2 kg        7 kg            12 kg
(190.000 TL/kg)
Konsantre Yem Maliyeti        380.000        1.330.000        2.280.000
Yonca (120.000 TL/kg)        5 kg            5 kg            5 kg
Yonca Maliyeti            600.000        600.000        600.000
Mısır Silajı (30.000TL/kg)        20 kg        20 kg        20 kg
Mısır Silajı Maliyeti        600.000        600.000        600.000
TOPLAM YEM MALİYETİ    1.580.000    2.530.000    3.480.000
YEM MALİYETİ ÜZERİNDEN GELİR
TL/İnek/gün    420.000    1.470.000    2.550.000


Tablodan görüldüğü gibi; 10kg/gün süt veren bir ineğin günlük geliri 420.000 TL iken, 2 kat (20 kg/gün) süt veren bir ineğin geliri 3,5 kat (1.470.000 TL), 3 kat (30 kg/gün) süt veren ineğin geliri ise 6 kat artmakta 2.550.000 TL/gün olmaktadır.
Damızlık düve seçiminde, pedigri belgelerinden süt verim miktarı ile birlikte sütün içeriği (yağ, protein miktarı) ne bakılmalıdır.
Satın alınacak damızlıklar, ilk yavruya gebe pedigrili veya sertifikalı düve olmalıdır. 
Süt bileşenlerine, genetik, beslenme, hava sıcaklığı, laktasyon sayısı ve mastitis etki etmekte olup,süt bileşenlerinin üretici tarafından kontrolü, seleksiyonla yetiştiricilik, besin ögeleri dengelenmiş rasyon, hastalıktan ve mastitisten korumak suretiyle mümkün olabilmektedir.
Süt kompozisyonunun değişiminin % 60’ı kalıtımsaldır. Bu nedenle, damızlık hayvanların seçiminde, pedigrilerinde süt verim miktarına bakıldığı gibi, % yağ ve protein miktarlarınında yüksek olmasına bakılmalıdır. Aynı şartlar, sperması kullanılacak boğanın seçiminde de dikkate alınmalı, bu özellikleri geliştirici olanlar tercih edilmelidir.
Örneğin mevzuatımızda inek sütünde en az %3,5 yağ olması öngörülmekte olup, hayvanımız dengeli besleniyor, meme iltihabı yok ve ahır ortamı aşırı sıcak olmayıp uygun olmasına rağmen düşük yağlı süt veriyorsa, bu hayvan satışta süte hile yapıldığı kanaatinin oluşmasına neden olacağından böyle hayvanlar damızlıktan çıkarılmalıdır.
Sütteki yağ miktarına besleme, hayvanın laktasyon dönemi ve yaşı, mevsim, hava sıcaklığı, sağım sıklığı ve süresi, kızgınlık ve gebelik, ırk farklılığı vb.  bir çok faktör tesir etmektedir.
Sürüde genetik ilerleme sağlanması amaçlanmalı, suni tohumlama yapılmalı, kesinlikle kontrolsuz tabii tohumlama yapılmamalıdır. 
Suni tohumlama; uygun tohumlama zamanında olduğu belirlenen dişi hayvanların genital kanallarına spermaların hijyenik koşullarda nakledilmesidir. 
Sperma ise, sağlıklı ve damızlık niteliği taşıyan erkek hayvanlardan belirli yöntemlerle alınan ejekulatların spermatolojik muayeneleri yapıldıktan sonraki taze yada dondurulmuş sperma porsiyonlarını ifade eder. Spermalar erkek cinsiyet hücreleri olup, sıvı azot gazı içinde uzun yıllar muhafaza edilerek nakledilebilirler.
Genetik ilerleme boğa ile sağlanacağından, damızlık değeri bilinen hayvanlar, (progeny testing) döl kontrolünden geçmiş boğaların tohumları ile süt verimini ve kalitesini ( yağ, protein, kuru madde) artıran ve hayvanın damızlıkla ilgili diğer özelliklerini yavrularında iyileştiren boğaların spermaları ile tohumlanmalıdır. 
Suni tohumlamanın yapılma imkanı yoksa, rasgele erkek hayvanlar boğa olarak kullanılmamalı, pedigrilerine göre ana ve kız kardeşlerinin üstün özellikleri bilinen boğalarla tabii tohumlama yapılmalı, kesinlikle kontrolsüz tabii tohumlama yapılmamalıdır.
Bir çok yetiştirici, genetik ilerlemenin boğa ile olacağını,  yavruya verim özelliklerinin yarısının inekten diğer yarısının boğadan geldiğini bilmediği için, 50 kg süt veren ineğini        20 kg süt verim kapasiteli genetiğe sahip rastgele bir boğa ile çiftleştirdiğinde genetik olarak gerilemekte ve süt verimi 35 kg’ın altına düşmektedir. Sığırtmaça gönderilen hayvanlarda çoğunlukla kontrolsuz tabii tohumlama olmaktadır. 
Doğru uygulama ise 30 kg. süt veren ineği, daha yüksek (60 kg) süt genetik kapasiteli bir boğa ile tohumlatarak, verim düzeyini (45kg’a) yükseltmektir. Bu düve, üstün verimli bir boğa ile tekrar çiftleştirildiğinde yavrularında 50 kg.ı aşan süt verimine ulaşacaktır.
Düşük verimli hayvanlar, üstün verimli kültür ırkları ile melezlenerek doğan dişi yavruyu tekrar kültür ırkı boğa ile çiftleştirerek, kısa sürede (üç generasyonda), 7-8 yıllık bir zamanda arzulanan yüksek verimli hayvanlar işletmede yetiştirilebilir.    
Döl kontrolünden geçmiş, ıslah amaçlı çiftleştirmeye uygun boğaların spermaları kullanılmalı, genetik ilerleme sürdürülmelidir. İyi sperma alımına verilecek paraya acınmamalı, geleceğe yatırım olduğu düşünülmelidir. 
Sürüde mevcut üstün verimli hayvanların kıymeti bilinmeli, bu  hayvanları uzun süre damızlıkta tutmak ve en az 7-8 yavru almak hedeflenmelidir. Damızlık birliğine üye olunmalı, boğa kataloglarından faydalanarak ve ıslah uzmanlarının tavsiyesine göre sperma seçimi yapılmalıdır. Mümkünse döl kontrolü projesine dahil olarak, yeni teknik uygulamalara açık olunmalıdır.
İşletmede, inek başına süt verimi artırılmalıdır.
Bir ineğin süt verimi artıkça, işletmeye bıraktığı kârda artar. Ülkemizde ortalama süt verimi 1605 kg / laktasyon olup, çok düşüktür. Bu rakam ortalama, Marmara Bölgesinde 2880 kg, AB’de 5450 kg, ABD’de 7840 kg, Bursa Damızlık Birliği üyesi işletmemelerinde (1999 yılı) 6130 kg, SÜTAŞ Çiftliğinde 8550 kg, 2.Laktasyondaki ineklerde 9205 kgdır.
Ülkemizde kaliteli damızlıklarla çalışan bilinçli yetiştiricilerin en az 8 ton/laktasyonu hedeflemeleri gerekir. Her yıl verimler artırılarak kısa sürede bu hedefe ulaşılabilir. Örneğin İtalya’da 1960 yılında 4427 kg olan inek başına süt verimi, 1994 yılında 7596 kg’a çıkarılmıştır.
Her sene her inekten 1 yavru almak hedeflenmeli, kızgınlıklar iyi takip edilmeli, süt ile düve ve dana satışı gelirinin buzağılamaya bağlı olduğu unutulmamalıdır. 
Süt inekçiliğinde süt gelirinden sonra en önemli gelir döl/yavru verimidir. Döl veriminden mahrum kalan bir işletmenin yaşama şansı olmaz. Çoğu zaman işletmeciye kalan net kâr, damızlık düve veya dana satışından elde edilen gelirdir. 
Sürüdeki hayvanların ortalama doğum aralığının 360-380 gün olması için, kızgınlar iyi takip edilmelidir. Doğum aralığının 380-390 günden fazla olması bu işte bilinçli olunmadığı, sürü idaresinin iyi yapılmadığının göstergesidir. Böyle durumda danışmanlık hizmeti alınmalı ve bu işle uğraşanlar eğitimlere katılmalıdır. 
Doğum aralığı (bir ineğin iki buzağılama arasındaki süre) başarılı sürü idaresinin en önemli göstergelerindendir. Başarılı yetiştirici, her yıl 1 yavru alabilen yetiştiricidir.
Kızgınlıklar iyi takip edilmeli, uygun zamanda tohumlama yapılmalı, her inekten yılda bir buzağı almak hedeflenmelidir. Bu nedenle, öncelikle düve ve ineklerde kızgınlık döngüsü iyi izlenmeli, kızgınlık belirtileri ve en uygun tohumlama (çiftleştirme) zamanı doğru olarak saptanmalıdır.
Kızgınlık gösteren inekler, genellikle diğer hayvanların üzerine atlamasına müsaade eder, vulvadan çara denen beyaz akıntı gelir, süt verimi düşer, ağız salyalı ve iştahsızdır, sinirli ve huysuzdur, böğürür, baş yukardadır ve çevresini koklar.
Her inekten yılda bir buzağı almak için,  üremenin çok iyi denetlenmesi gerekmektedir. İdeal olan (360-380 gün) buzağılama aralığın gerçekleştirilmesi, servis periyodunun (buzağılamadan, gebe kalıncaya kadar geçen süre)  70-90 gün arasında olmasıyla mümkündür. Düve ve ineklerde kızgınlığın sağlıklı olarak saptanması ve gebelik ihtimalinin en yüksek olduğu uygun zamanda çiftleştirme ya da tohumlamanın yapılması gerekir. 
İneklerde kızgınlık döngüsü ortalama 21 gün, kızgınlık süresi ise ortalama 18 saattir. Sabah kızgınlık gösteren ineklerin akşam, akşam kızgınlık gösterenlerin sabah tohumlanması önerilmektedir. İneklerin kızgınlık dönemlerine ait belirtilerin iyi gözlenmesi ve tecrübeli suni tohumlama teknisyenine veya veteriner hekime yapay tohumlama yaptırılması başarı için şarttır.

3. BÖLÜM BAKIM ve BESLEME İŞLERİ
Sürü yapısı iyi bilinmeli, işletme ihtiyaçları doğru planlanmalı ve hayvanlar uzun yıllar damızlıkta tutulmalıdır.
Yüksek verimli hayvanlar, uygun barınaklarda, doğru bakım ve besleme ile sağlıkları korunarak uzun yıllar damızlıkta tutulabilir, en az 7-8 yavru alınabilir ve 7-8 laktasyon sağılarak kârlılık artırılabilir.
Sürü yapısının bilinmesi işletme planlamada son derece önemlidir. Süt veriminin de bilinmesi (tahmin edilmesi) halinde işletmede ihtiyaç duyulan yıllık barınak kapasitesi, kaba ve kesif yem temini, işgücü ihtiyacı, pazarlanabilecek ürün miktarı (damızlık ve kasaplık hayvan, süt, gübre) kolayca tahmin edilebilir ve buna bağlı olarak işletmede kazancı artırıcı önlemler alınabilir.  
Buzağılama aralığı, buzağılama oranı, ikizlik oranı, buzağı ölüm oranı (yavru atmalar ve ölü doğumlar dahil) düve-ineklerde ölüm oranı ve erkek hayvanların sürüden çıkarıldığı yaş, sürünün yapısını belirlemektedir. İşletmede her yaştaki hayvan sayısı ( buzağıların 3 aydan önce elden çıkarılması halinde ) inek sayısının 2 katı, erkek sığırların 2 yaşına kadar elde tutulması halinde inek sayısının 2,5 katı civarındadır.
Örnek bir süt sığırı işletmesindeki sürü yapısında, 1.laktasyondaki inek %20, 2.laktasyonda (4 yaşında)%18,3, 3. laktasyonda (5 yaşında) %16, 4.laktasyonda (6 yaşında) %14, 5. laktasyonda (7 yaşında) %12, 6. laktasyonda (8 yaşında) %10, 7. laktasyonda (9yaşında) %7, 8. laktasyonda (10 yaşında)  3 inek olabileceği bildirilmektedir. 
Yüksek verimli hayvanların meme iltihabı veya tırnak problemleri nedeniyle 2-3 laktasyonda damızlıktan çıkarılması çok büyük bir kayıptır.
Bir yetiştiricinin performansı ve iyi hayvanlarının kıymetini bilip bilmediği, sürüsünde 5-6-7 laktasyonda kaç hayvanı olduğundan anlaşılabilir.

Süt sığırlarını günde 2 defa sağmak yeterli olup, hayvanlar gereksiz rahatsız edilmemelidir.
Günün belli saatlerinde kaşağı, gebre ve fırça yardımıyla tımar yapılarak hayvanlar temizlenmeli, derideki gözeneklerin açılması ve kan dolaşımının hızlandırılması sağlanaak hayvanlar rahatlatılmalıdır.
Süt ineklerinin but, karınaltı ve sırt bölgeleri aşırı kirlenmekte olup; kırkılmaları gerekir. Özellikle memelerinin temiz tutulabilmesi ve sağıma hazırlık aşamasında yıkanıp kurutulabilmesi için meme bölgesi yılda iki kez muhakkak kırkılmalıdır.
Günde 3 sağım yapmak  süt verimini %15 civarı artırır. Büyük sürülerde verim gruplarına göre ayrılan ineklerden, meme dokuları zayıflayan ineklerin günde 3 defa sağılması gerekmektedir. Çok yüksek verimli olup, günde 40-50 kg.mın üzerinde süt veren inekler de 3 sağım yapılabilir.
İki sağım yapmakla, hayvanların damızlık ömürleri artacağı gibi, işçilik ve enerjiden tasarruf edilmektedir.
İneğe rahatlık ve huzur sağlayan aşağıdaki uygulamaların  yapılması önerilmektedir.
Sağım öncesinde ineğe alıştığı ve hoşlandığı şekilde muamele edilmesi,
Alıştığı zamanda ve alışkın olduğu kişilerce sağılması ve bu kişilerin ineğin alışkın olduğu kıyafette olmaları, İneğin sevilmesi, okşanması; yanına yaklaşırken ürkütmemeye, korkutmamaya dikkat edilmesi; Sağım tekniklerine tam olarak riayet etmek suretiyle, ineğin meme başlarını örselemeden, memeyi acıtmadan sağım yapılması ve sağım esnasında ineğe kötü muamele yapılmaması, En çok sevdiği kesif yemin bir bölümünün sağım sırasında yedirilmesi, gibi uygulamalar ineği rahatlatır ve sütü indiren hormonun (oxytocin) salgısını başlatır ve belirli bir süre devamını sağlar.


Verimliliğin sürdürülebilmesi (ve meme hastalıklarını önlemek) için, sağım hijyenine ve sağımın teknik kuralarına uyulmalıdır.
Sağım sırasına dikkat edilmelidir.
Sağıcı hijyeni sağlanmalıdır.
Meme temizliği ve dezenfeksiyon yapılmalıdır.
Sağım temizliğine uyulmalıdır.
Sağım sonrası dezenfeksiyon yapılmalıdır.
Sağım makinalarının temizliği ve bakımı yapılmalıdır.


Memelerinin sağlam olduğu bilinen inekler ilk önce sağılmalı, memeleri problemli olan inekler, özellikle mastitis geçirdikleri bilinen inekler ve yaşlı inekler en son sağılmalıdır.
Elle sağım yapılıyorsa sağıcının ellerinin, iyice yıkanmış ve tırnaklarının kesilmiş olması, elde nasır bulunmaması gerekir. Makine ile sağım yapılıyorsa, sağım makinasının lastik aksamları yumuşak, çatlamamış ve mutlaka temiz ve dezenfekte edilmiş olmalı ve  pulsatörleri iyi ayarlanmalıdır.
İneğin meme derisi ve meme başları çeşitli mikroplarla daimi bulaşık durumdadır. Sağıma başlamadan önce memelerin yıkanarak pisliklerden arındırılması, meme aynasına yumuşak masajla ineğin sağıma hazırlanması ve bunu takiben, meme başlarının dezenfektan bir solusyonla silinmesi şarttır. Bu yapılmadığı takdirde sağım sırasında meme içine mikrop bulaşması riski artar.
Sağım belirli bir süre içinde usulüne uygun şekilde yapılıp bitmiş olmalı; sağım öncesinde ve sağım sırasında inek psikolojik olarak sağıma hazır halde tutulmalıdır. Çünkü, süt kanallarının açılarak sütün akması memedeki düz kasları etkileyen ve beyinden salgılanan oxytocin isimli hormon ile mümkündür. Bu hormonun etki süresi ortalama 8 dakika kadar olup, hormon salgısı durduğu anda memeden süt almak da mümkün olmaz.
Sağımın belirli bir ritim içinde (ortalama olarak dakikada 72 emiş) ve meme başını uygun kavrayacak şekilde yapılması; memeden süt geldiği sürece sağımın devam etmesi, yani akış kesildiği an emiş maniplasyonlarına son verilmesi gerekir. Buna uyulmadığı takdirde sağım sırasında mikrop bulaşmaları oluşur. Meme başlıklarının memeden alınması sırasında meme ucundaki mikroorganizmaların meme içine girmesini kolaylaştıran dıştan içe vakum oluşturmamaya dikkat edilmelidir.
Sağım işi bittikten sonra sağım makinalarının sökülüp yıkanması, temizlenmesi, yıpranan aksamın değiştirilmesi ve müteakip sağıma kadar meme ile temas eden aksamın dezenfektan bir solusyon içinde muhafaza edilmesi ve sağım zamanı temiz sudan geçirilmesi gerekir. Aksi halde, hem lastikler kurur ve çatlar hem de açıkta durdukça  mikrop bulaşır.
Daha yüksek fiyatla satabilmek için yüksek kaliteli süt üretmeli ve süt  kalitesini artırmaya çalışmalıdır.
Son yıllarda süt ve süt ürünlerinden mikrobiyolojik analizlerden başka, antibiyotik, hormon, aflatoksin, ağır metal (rezüdü) ve pestisid (zirai ilaç)kalıntı analizleri istenmekte olup, bu analiz sonuçlarını üreticinin yaptığı uygulamalar belirlemektedir.
AB normlarına ve Türk Gıda Kodeksine uygun, yüksek kaliteli sütten ;
Yağ,protein, şeker, mineral, tuz, vs. normal muhteva ve kompozisyona sahip,
Süte has normal görünüm, renk, tat ve kokuda,
Toplam bakteri sayısı düşük,
Katkısız,  antibiyotikten, temizlik ve antiseptik maddelerinden ari,
Toksin-herbisid, pestisid ve ağır metal kalıntıları içermeyen,
Hasta hayvanlardan sağılan süt olmadığı anlaşılmaktadır.
Üretilen sütün kalitesi; dengeli ve kaliteli yem yedirmek, hayvanların meme sağlığına dikkat etmek, standartlara uygun makinalarla sağım yapmak, hijyen ve temizlik kurallarına uymak, sütü sağımdan sonra en kısa zamanda +40C’ye soğutmak ve temiz kaplarda muhafaza etmek suretiyle arttırılabilir.
Yüksek bakteri sayısı istenmeyen bir durum olup, ekipmanların yetersiz temizliği, sütün soğutulmaması, kirli inekler ve mastitisli inekler yüzünden oluşmaktadır.
Süt kalitesi çiftlik idaresi uygulamalarıyla direkt alakalı olup, sütün kalitesine; süt bileşenleri, somatik hücre sayısı, bakteri sayısı yabancı madde içeriği ve duyusal nitelikleri etki etmektedir.
Son yıllarda süt sanayicileri tarafından satın alınan sütlerde, sütün fiyatının belirlenmesinde kalite çok önem arz etmektedir. Çiftlik sütlerinin fiyatı, bölge ortalama  fiyatı üzerine sütün kalitesine göre hakedilen primlerin eklenmesiyle bulunduğundan, nihai süt fiyatını, sütün kalitesi yani üretici belirlemiş olmaktadır.
Kaba yem, karma yem, kesif karma yem, yemlik preparat, mineral yem ve rasyonun ne olduğu ve mevzuattaki tanımları bilinmelidir.
Kaba Yem : Özellikle ruminantların beslenmesinde kullanılan ve kuru maddesinde en az %18 ham selüloz içeren bitkisel kökenli yemlerdir.
Karma Yem : Çeşitli yemlerin standardına uygun olarak karıştırılması ile elde edilen yemlerdir. 
Kesif Karma Yem : Hayvanların özellikle enerji, protein ve diğer besin maddeleri yönünden ihtiyaçlarını dengelemek  amacıyla organik maddece zengin ve sindirilme oranı yüksek belirli formulasyonlara göre yem fabrikaları tarafından üretilen karma yemlerdir.
Yemlik Preparatlar: Kimyasal analiz, sentez veya istihraç yolları ile fabrikasyon şeklinde elde edilen ve yemin değerini artırmaya yardım edebilecek karakterdeki müstehzarlar ile vitaminler gibi koruyucu maddeleri ihtiva eden yemlerdir. 
Mineral Yem : Kalsiyum, fosfor, tuz, iz mineraller, sentetik üre, amonyum tuzları ve benzeri gibi sadece mineral maddeler veya bunların karışımlarından ibaret olan yemlerdir.
Rasyon : Hayvanların bir günde tüketebileceği yem kurumaddesi içerisinde, hayvanın ihtiyaç duyacağı yaşama ve verim payı besin maddelerini karşılayacak şekilde hayvan besleme bilimine uygun olarak düzenlenen yem karışımıdır.
İşletmede doğan erkek buzağılar büyütülmeli, üstün vasıflı ise erkek damızlık olarak veya besi dönemi sonuna kadar beslenerek satılmalıdır.
Genç erkek hayvanlar (erkek dana ve tosunlar), kısa süreli 4-10 ay entansif beslenerek maksimum canlı ağırlığa, en ekonomik rasyonlarla bir an önce ulaştırılmalıdır.
Yüksek et verimine, harcamalar düşük tutularak ulaşma hedeflenmeli, sabit yatırımların ve işçilik giderlerinin az olduğu açıkta serbest sistem besiciliği tercih edilmelidir.
Hayvanları gerektiği gibi besleyerek ve gerekli süre boyunca beside tutarak her ırktan hayvanla besicilik yapılabilir.
Hayvan yaşlandıkça enerji ihtiyacı artmakta ve 1 kg canlı ağırlık artışı elde edebilmesi için tüketmesi gereken yem miktarı artmaktadır. Bu da yem değerlendirme sayısının (1kg canlı ağırlık yapabilmek için tüketilen yem miktarı) artması, yâni 1 kg canlı ağırlığın daha fazlaya mal olması demektir. Daha fazla maliyet ise daha az kazanç demektir. 
Besi hayvanlarına, hayvanın besi başlangıcı ağırlığına göre günde ne miktar ne kadar sürede canlı ağırlık artışı yaptırmak istendiğine göre yaşama ve verim paylarını bilinerek rasyon hazırlanmalı, enerji, protein, mineral, vitamin, su ve selüloz ihtiyaçlarını karşılanmalıdır.
Açıkta serbest sistem besicilikte besi hayvanlarının önünde daima yiyecekleri yem ve içecekleri su bulunmalıdır.
Besi hayvancılığı  konusunda da yeterli bilgiye sahip olunmalı, uzmanlara danışılmalı ve eğitimlere katılınmalıdır.
Bilinçsiz yapılacak besicilik sonucu tesadüfen para kazanılabilir.
Kaliteli kaba yemlerin işletme arazisinde üretilmesi için yeterli tarla arazisi olmalıdır.
Kabayemler, besin elementlerini kaliteli olarak sağladığı gibi işkembedeki mikroorganizmalar ve asitliğin düzenlenmesi, geviş getirme ve tükürük salgısını artırması vb. yaşamsal fonksiyonlar için gerekli olup, kesif yemlere göre ekonomik olmaları nedeniyle, yüksek süt verimini hedefleyen işletmeler için vazgeçilmez önemdedir.
Hayvancılık işletmesinin, ahır dışında hayvanların gezinebileceği yerleri (çayır, mer’a) ile bitkisel üretim için yeterli arazileri olmalıdır.
Bütün kaba ve kesif yemleri dışarıdan satın alarak, kârlı bir süt hayvancılığı yapmak mümkün değildir. Bu nedenle hayvan başına 5 dekar, sulu arazide 3 dekar, birden fazla ürün alınan yerlerde en az 1,7 dekar sulu taban arazisi olması arzu edilir.
Bir hayvan için, her yıl, 8 ton civarı mısır silajı, 2 ton kadar kuru yonca otuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bitkisel üretim için hiçbir arazisi olmayan  işletmelerin uzun dönemde yaşama şansı yoktur.
İşletmenin bulunduğu bölgedeki iklim ve toprak şartlarına göre çayır otu, silajlık mısır, sorgun-sudan otu melezi, yonca, fiğ, korunga, vb. kaba yemler işletmede üretilerek en az %50 maliyet azaltılabilir. Yonca ve mısır silajı olmadan verimli bir hayvancılık yapılamaz.
Hayvan mevcuduna göre, yıllık kaba yem ihtiyacı hesaplanarak işletmede üretilmeyen kaba yemler, hasat zamanında ucuz fiyatla ve yeteri miktarda satın alınmalı, uygun şartlarda depolanmalıdır.
Ucuz ve kaliteli yem olmadan, ekonomik hayvancılık ve silaj yapmadan kârlı bir süt sığırcılığı yapılamaz.
Konsantre yem işletmede yapılmalı, işletme şartlarına ve hayvanların ihtiyaçlarına göre  rasyon hazırlanmalıdır.
Tane yemleri, arpa, mısır, buğday, bakla, yulaf işletmede üretilebilir, proteini yüksek ayçiçeği küspesi, pamuk tohumu küspesi, soya vb. hammaddeleri ve katkı maddelerini (tuz, soda, maya, vb.) satın alarak konsantre yem üretilmelidir. Bu durumda fabrika yemlerine göre maliyet en az %20-30 azalacağı gibi,besin içerikleri yönünden garanti, dengeli ve sağlıklı bir yemle besleme şansı bulunur.
Hayvanlar besin ögeleri dengelenmiş  bir rasyonla beslenmelidir. Hayvanların sağlıklı, yüksek verimli ve sütün ( yağ, protein, km) kaliteli olması için bu şarttır.
Yaş, ağırlık, verim durumlarına göre, en uygun rasyon hazırlanan ve uygun çevre şartları sağlanan hayvanlardan genetik kapasitelerine uygun verim alınabilir.
Kaba yem / kesif yem oranı çok önemlidir. Süt sığırı rasyonlarında kuru madde esasına göre %60 kesif yem ve %40 kabayem esas alınır. Ortalama olarak ineğin toplam enerji, protein ve kuru madde ihtiyaçlarının % 60’ının kesif yemlerle, %40’ının kaba yemlerle karşılanması öngörülmektedir. Düşük verimli ineklerde ( 5-15 litre) bu oran tersine dönerek, gebe ve kısır ineklerde olduğu gibi günlük rasyonun %80-90’ı ve hatta %100’ü kaba yemlerle karşılanabilir. (Tuz, mineral, izmineral ve vitamin takviyesi gerekir). Kabayemin yeterli verilmemesi asidoz vb. bir çok soruna neden olmaktadır. Sadece saman ve fabrika yemi kullanılırsa  süt gelirinin en az %70’i yem fabrikalarına gideceğinden, süt fiyatları dünya fiyatlarına göre yüksek olsa bile işletme yeterli kazanmayacaktır. Süt maliyeti azaltılmalı, kaba yemleri (özellikle mısır silajı, ot silajı, kuru yonca, iyi kaliteli kuru ot, hububat hasılı gibi) ve gıda sanayi artıklarını yeterince kullanarak, süt maliyetinde %65’ler seviyesindeki yem giderleri %35’lere  düşürülerek daha çok kazanılmalıdır. Kaliteli kaba yemler ineklere yiyebildikleri kadar verilmeli, hayvanlardan kıskanılmamalıdır.
Silaj yaparak, ilkbaharın yeşil yemleri 12 aya taşınmalı, hayvanlar besin değerleri düşük sap ve samana mahkum edilmemelidir.
Hayvancılıkta ideal bir besleme, yapılan yem rasyonunu bütün yıl boyunca aynı seviyede tutmakla, yâni, yaz ve kış aylarının yem rasyonunun, Nisan ve Mayıs aylarının bol yeşilli mer’a beslenmesindeki gibi, yeşil ve sulu yemlerle hazırlanmasıyla mümkündür.
Arazilere kış aylarında buğday, arpa, yulaf, çavdar, fiğ, fiğ+tahıl karışımları, yem şalgamı, kolza, korunga, yaz döneminde ise mısır, sorgum, sudan otu ve sorgum-sudan otu melezi,  yemlik bezelye, ayçiçeği gibi bitkiler ekilebilir, yeşil ot, kuru ot, ve silaj olarak değerlendirilebilir. Mer’a ve çayır otlarından yeterince faydalanılabilir.
Gıda sanayi yan ürünleri, konserve sanayinin her türlü sebze artıkları, hayvan lahanası, şalgam ve pancar yaprakları, bezelye sapları, fasulye, domates, biber artıkları, şeker pancarı posası, patates cipsi artıkları silajı yapılmak suretiyle hayvan yemi olarak çok ucuza değerlendirilebilir.
Hayvan beslemede eski alışkanlıklar terk edilmeli, hayvanın ihtiyacı olan besin maddeleri ekonomik şekilde rasyonlara ilave edilmelidir.
İşletmedeki hayvan varlığına göre, yıl içerisinde işletmede üretilecek kaba ve kesif yemlerle, piyasadan temin edilen diğer yemlerin ekonomik şekilde değerlendirilmesi için yemleme planlamasının yapılması en akılcı yoldur. 
Yonca gibi kaliteli kaba yemi ve kaliteli mısır silajı olan işletmeler, hayvanlarının yaşama payı ile birlikte 14 kg süt verimine kadar olan ham protein, enerji bakımından ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Canlı ağırlığının % 25 i civarında kuru maddenin sağlandığı kaliteli kaba yem, sığırcılık işletmelerinin olmazsa olmaz koşuludur.

Süt ineklerinin yeterli, dengeli ve ekonomik beslenmesi için rasyon hazırlanması öğrenilmelidir.

Yorumlar